Suriye’nin İdlip kentinde yine kimyasal gazlarla bir katliam yaşandı. Yüzlerce çocuk, kadın- erkek, sivil ,masum insan ölmeye öldürmeye mahkum oldu. Koca dünyanın gözüne baka bu vahşeti işliyor. Zalim ve diktatör Beşar Esat bu cinayetleri işliyor.Altı yıldır uçaklarla ağır silahlarla gece gündüz demeden hedef gözetmeksizin orantısız güç kullanarak öldürüyor. ABD ve Rusya güç gösterisi yapmakta öteye geçmeyen bir yaptırım yapmamışlar. Altı yıldır durmak bilmeyen bir iç savaş vahşeti yaşattı milletine. Şehirler harabeye döndü.İnsanlar göç etmeye mahkum edildi. Irak, Lübnan ve Türkiye sınır boylarında tel örgülerin arkasında kaldı. İnsanları evlerinden etti. Çadır kentlerde, konteyr evlerinde yaşamaya mahkum etti. Bütün bu yaşananlar yetmiyormuş gibi şimdi de İdlip’te süper dünya güç devletlerin meydan muharebelerin arasında,Suriye’nin Rejim güçleri sivillere yönelik kimyasal katliam yaptı. Hani BM,kafirler topluluğu, Hani sözde insan hakları savunucuları, bu vahşete karşı kör, sağır ve dilsizdirler. Onlara dokunmayınca teröre sesiz oluyorlar. Ölen öldürülen Müslüman’dır ya, sessiz lal oluyorlar. Kınama ile işi geçiştiriyorlar. Göç zadelere sınırlarını kapatıyorlar. Onlar dost değil, onlar ayrıcık ırkçı kendini sadece düşünen bencil Avrupalıdırlar.
İki güç devlet ABD Ve Rusya isterlerse bir gün ve gecede Suriye rejimini devirebilir yok edebilirler. Bu kadar insan katili, bu kadar kültür katliamı, bu kadar sivil ve masum insan katlinden sorumlu savaş suçlusu sayıp İşini bitirebilirler. Kurşuna dizip Başeri öldürsünler. Boğazına ip bağlayıp sokaklarda yüzüstü süründürsünler, mazlum milletin ahi ondan alınmalı, milletin intikamını ondan alsınlar. gebersinsinler, Bu kadar masum öldürülen günahsız, sivil insanların canlarından daha iyi değildir. Onu öldürerek, yok etmeli öldürebilirler. Suriyeli insanlara rahat bir nefes, rahat ve huzurlu bir hayata döndürebilirler. Suriyelileri evlerine dönme imkanı sağlayabilirler. Dünya bu vahşete, bu zulme sessiz kalmamalı. Bu cinayeti, bu barbarlığı yapana bırakmamalı. İntikam alınmalı ki, başka bir zalim böyle bir cüreti göstermesin, böyle bir vahşete tevessül etmesin. Küçük çocuklar, masum yavrular,, çaresizlik içinde koşuşan analar babalar bu vahşete hangi yürek dayanır. Hangi vicdan dayanır. Nasıl bir ruh halidir ki, bu vahşeti işliyorlar. Can taşıyan çocuklar, masum vefat eden masum yüz çehreleri, tebessüm eden yüzleri ne kadar da masum günahsız dünya olaylarından habersiz oldukları her yüz hatlarında kendini gösteriyor. Uçaklarla kimyasal gazlarla ölüm kusan o uçakların pilotların yaptıkları bu vahşeti yanlarına kar kalmamalı. Dünyanın en ağır cezası ile cezalandırılmalı. İnsan hakkı hukuku bunu gerektirir. Adaletin yerini bulması bunu gerektirir. Uygulanacak bu ceza evrensel insan haklarında da , ilahi kanunda da yeri var. Kısasa kısas uygulamak lazım. ‘’ kısasta sizin için hayat var.’’ ayetin gereği yapılmalı diye düşünüyorum. Beşer tarihinin, dünyanın hiçbir dönemimde böyle bir vahşeti görmedi. Yıl 1988 tarihin de Irak’ın Halep’çe kasabasında da o zaman Zalim bir diktatör olan, Irak yönetimi devlet başkanı Saddam Hüseyin Müslüman Kürt kardeşlerimize böyle bir vahşeti, cinayeti katliamı yapmıştı. Bir kasabayı yok etmiştir. 8500 Müslüman Kürdü katletmişti. O tarihten bugüne, hala Saddam’ı lanetle anılıyor… Suriye’de Başar Esat aslı devlet başkanı dünya durdukça onu da lanetle anılacaktır. Zulümle abat olunmaz. Küfür devam eder, amma Zulüm devam etmez buyurur peygamber efendimiz..Evrensel dünya Lideri peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki, ‘’ Ne zulmediniz, nede zulme uğrayınız. Zulüm zulmettir kıyamet günü. Bir hayvana bile zulüm etmek günahtır.’’ Bir kediyi susuz ve aç bırakmak ölüme terk etmek cehenneme girmeye sebeptir .’’ diyor son peygamber. Bu dini değerler ve temel ilkeler insanlık için hayati öneme sahip kurlardır. Laf olsun diye söylenmemiştir.hayatta tatbik edilsin, uygulansın, hayat boyu yaşansın diye peygamberler bu mesajı tüm insanlığa uygulayarak söylemişlerdir.