On bir ayın sultanı olarak adlandırılan Mübarek ramazan ayın içinde bulunuyoruz. Peygamberimizin ifadesiyle: “ İlk on gün rahmet, orası mağfiret ve son on günü inanan Müslümanlar için cehennem azabından kurtuluş” olarak adlandırılmıştır. Rahmeti, bereketi ve sonsuz fazileti ramazan ayının gölgesi üzerimize gelmiş bulunmaktadır.
Hayır ve hasenat mevsimin içinde bulunuyoruz. Ömür sermayesi az ve yapılacak vazifeler pek çoktur. Ömür dahi bir sermayedir. Hayırlı hizmetlerde ve kulluk görevimizde kullanmak gerekir. Bir gün bitecek. İşte günlerimizi, ayları, yılları hayırlı amellerde geçirmeliyiz. İnsan bir yolcudur. Ahret yolcusudur. Bu yolculuk için yol hazırlığı gerekir diye düşünüyorum. İşte ramazanlar bu önemli yol hazırlığı için önemli fırsatlardır. Ademoğlunun her ameli kendisi için bir sevap kat kat artırılır. Birden on ve yedi yüze kadar katlanılır. Fakat oruç böyle değildir. Kulum yemeğini, içmesini nefsani arzularını benim için terk etti ve benim için oruç tuttu onun mükafatını ancak ben veririm. Buyurarak orucun ne kadar önemli bir ibadet olduğun açıklamıştır. Oruçlunun ağız kokusu Allah nezninde misk kokusundan daha hoştur diyerek oruç ibadetini önemini vurgulamıştır.
Oruç tutmakla insan maddi ve manevi yönden ruhi yönden iç huzuru bulur. Sosyal ve toplumsal açıdan da yardımlaşma ve dayanışma açısından faydalarını görmek mümkün. Zekat, sadaka-i fıtır gibi sosyal yardımlaşmanın ve dayanışmanın önemini belirler. Zekat müessesesi yaygın olduğu toplumlarda insanlar arasında ki, çekememezlik gibi kıskançlık gibi, senin var benim yok anlayışı gibi kötü düşünceleri yok eder.
Din bir ihtiyaçtır. Yer yüzünde dinsiz bir tolum göremezsiniz. Mutlaka bir inanca bağlı bir şeye inandığını görmek mümkün. Ama en sağlam, en doğru din İslam dinini olduğunu anlıyoruz. Ruhi, kalbi ve vicdani durumları içe dönük sıkıntıları çözüme ve huzura götüren kardeşliği yardımlaşmayı sağlayan din İslam olduğunu anlıyoruz. İslam dinin hangi prensip ve düsturlarına bakarsanız bakın, ister namaz ister oruç, ister zekat ve hac gibi İslam’ın temel şartlarına bakarsanız bakın bir iç huzuru, sosyal dayanışmayı, eşitliği hak ve hukuk konusunda bir şeylerini görmek anlamak mümkün. Onun için diyoruz ki, Bütün dünya dinleri arasında en doğru en gerçek yolun İslam dinidir. Bunu zaten kur’anda da görmek, okumak mümkün. “ Allah katında din İslam’dır.” Buyurmuştur.
Ramazan ayını milletçe büyük bir coşku ve heyecanla karşıladık. Camiler dolup taştı. Kadın, erkek, çoluk çocuklarla dolup taşıyor. İftar vakitleri ile camilerdeki teravihlerle kılınan cemaatle namazın toplu halde iftar çadırların kurulup oruçlarını açılması, iftar vakitlerinde gök kubbeye yükselen ezan-i şeriflerin mana ve önemi ne kadar büyük olduğunu anlamak okumak mümkün. Bunu başka din ve felsefelerinde görmek mümkün değil. Bu coşku bu heyecan bu sosyal dayanışma birliktelik ve heyecanı sadece din-i İslam’da görüyoruz. Buda nazma oruç ve diğer ibadetlerde gördüğümüz İslam’ın güzellikleridir.
Bu ramazan ayını kurtuluşumuza vesile kılmak, tövbeler etmek, günah işlememek, kul hakkı varsa eğer hakkını ödemek veya helallık dilemek gerekir diye düşünüyorum. Ömür sermayesini oruçla, namaz ve diğer dini ibadetlerimizi yaparak iyi kullanmak lazım.
Bizim için bu son ramazan imiş gibi hazırlanmak, her anımızı güzel huylarla süslemek ve ahlakımızı güzelleştirmek gerekir diye düşünüyorum.Ramazanı anlamak, ruhuna uygun oruç tutmak, mana ve önemini bilmek oruç ruhu ile hayatımızı düzenlemek her Müslüman’ın asli görevidir. Oruçlarımızın kabulü, amellerimizin kabulü, rızasına uygun davranmak gerekir. Açları doyurmak, fakirlerin ihtiyacını karşılamak, varsa etrafımızda yoksul, fakir, miskinleri, açları doyurmak İslam’ın emri insanlığın icabı olsa gerek. Orucu bu manada anlamak lazım.
Gelişmiş, ekonomisi düzelmiş, fakirlik problemi yenmiş, dilencisi olmayan bir memleket olma dileklerimle, oruçların anlam ve manasına uygun davranan kul olmamızı yüce Allah’tan dileğiyle…