Zaman hızla tükenmekte. Ömrümüz hızla bitmeye doğru yol almakta. Zamanla beraber dünya büyük değişim ve dönüşüm yaşıyor. İklimler değişmiş, küresel ısınma dünya gezegenini tehdit ediyor. Toplum olarak büyük bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Ortadoğu da yaşanan vahşetlerle beraber, insanlıktan yoksun gözü dönmüş bir kaç zalim yöneticinin insafına bırakılmış mazlumlara reva görülen katliamlar yaşanıyor. Suriye’nin başkenti Şam şehrinin doğusunda bulunan Esat güçleri Guta’da kimyasal silahlar kullandı. Çocuk, kadın, ihtiyar demeden bir vahşet yaptı. Her zaman bütün dünyanın gözü önünde bu katliamları, bu vahşetleri sergiliyor.. .
Bu vahşeti yapanlar sözde ismi Müslüman olan yöneticilerdir. İnsanlık yoksunu, din, ahlak, yoksunu Suriye yönetimi bu vahşeti yaptı. rahmet ve merhametten şefkatten yoksun insanlığını yitirmiş barbar bir yönetim. Suriye de Yemende , Mısır da somalı da süper güç sahipleri olan Rusya, ABD, İngiltere e Fransa Suriye de iktidarı elinde bulunduran katil Esat, bu cesareti kimden ve kimlerden alıyor. Arkasında Şii İran yönetimi, Hıristiyan Rusya yönetimi var. Evet buna sebep olan bu güçlerdir. ortalığı kana bulandırmışlar...Altı yıldır bu Müslüman milleti Suriyelilerin kanı akıtılıyor. Göz yaşı sel oluyor. Milyonlarca vatandaşı göç hayatı yaşıyor. Çocukları denizlerde boğularak köpek balıklara yem oluyor. Tv ekranlarında kaçak göçmenlerin dramlarını dehşetle gördük..
ABD ve Rusya’nın Niyeti ve amacı başka. Küresel güç savaşı. Kendi füzelerini Müslüman ülkelerde patlatmayı denemek. Petrol kaynakları için ABD nin 14 adet savaş gemisi Ak denizde, Rusya’nın bir o kadar savaş donanımlı gemileri var. Ülkemiz hariç hiç bir İslam ülkesi Suriyeli Müslüman göçmenleri barındırmamışlar. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Kuveyt v.s bu ülkeler hiçbir mülteciyi barındırmamışlar, Maddi ve manevi yönden hiçbir destek vermemişler. Bu mudur İslam kardeşliği, Hani bütün Müminler kardeşti. Hani Müslüman Müslüman’ın kardeşiydi, Ona zulüm etmez, zulme teslim etmezdi. İnandığımız son Peygamberimizin kesin talimatıydı bu emirler. .
Zengin Arap Petrol babaları hani neredeler. Gök delenleriyle, yüksek katlı rezidansları gök yüzüne yükselirken ,zevk ve sefa içinde boğulurken Suriyeli göçmenleri hiç akıllarına bile gelmiyorlar. Avrupalılar Suriyeli göçmenlere çelme atarken sınır boylarında naylon barakalarda barındırırken O sözde Araplar , yüksek rezidanslarında eğlencelerle gecelerini sabahlıyorlar.
Ülkemiz Türkiye, Milletiyle, devletiyle, hükümetiyle üç milyon Suriyeli göçmen kardeşlerimize kucak açmıştır.. Ekmeğini, suyunu onlarla paylaşmışız. Devlet olarak ve hükümet şimdiye kadar 35 Otuz beş milyar dolar harcamışız. Bu kadirşinaslığı görmek lazım. Bilmek lazım. Avrupa ülkeleri hala bir kuruş Suriyeli mültecilere yardım göndermemiştir. Fakat Silah, bomba,her türlü ateşleyici silahı gönderiyorlar. Bizi birbirimize düşürüyorlar. Müslümanları birbiriyle kırdırtmak istiyorlar. Gelişmesin, ilerlemesin, Orta doğuda söz sahibi olmasın, Avrupa’ya muhtaç hale gelsin istiyorlar. fakir kalsın sömürülmeye müsait olsun istiyorlar.
Büyük değişim ve dönüşüm yaşayan dünya, Ülkemizde çok şükür sağlıkta, ekonomik alanda, silah sanayisi bakımından, eğitimden çok gelişmiş durumdayız. Silahını, uçağını, tankını, silah gemisini, deniz altı gemisini, en büyük hava alanını kendisi yapabilen ülke haline gelmişiz. Bu alanda çok Avrupa ülkesini geride bırakmışız..
Yeter mı bu işler, elbette ki, hayır daha çok ekonomik gelişme, insan hakları bakımından daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok gelişmek zorundayız. Büyük değişim ve dönüşümü hep birlikte yapacağız. Daha nice güzel huzurlu, barış dolu yarınlar dileklerimle…