Geceler geceler uzun geceler. Gün batımı ile yer yüzüne kara bulutlar gibi karanlık çöküyor. İnsanlar evlerine, sıcak yuvalarına mutluluk duyduğu evlerine dönüyorlar. Gecelerini aynı çatı altında geçirenler hayatlarını sabahlıyorlar… Günler, aylar ve yıllar birbirini bu şekle kovalayarak hayat devam ediyor.
Ailede mutlu olmanın, huzurlu olmanın yolu sevgi, muhabbet, fedakarlık ve samimi bir şekilde hayatı anlamak sürdürmekten geçer. Aile içi şiddet ve geçimsizlik o aileye evini ve yuvasını zindan eder. Geçimsiz kılar. O ailenin gecesi karanlık olur, pişmanlık olur. Hayat zindana döner. O karanlık gecenin sabahı gelmez . karanlıklı bir dünyaya dönüşür.. geçimsiz, huzursuz ve sevgisiz bir ailede aile bireylerin birbirini cinayetle sonuçlayacak neticeler doğurur..
Sokakta öldürülen kadın, şiddete maruz kalan, baskı ve geçimsiz eşler arasında ne yazık ki öldürmeye varan sonuçlar doğurur. Peki bu huzursuzlukların çözümü nedir. ; Acizane kanaatime göre aile içi sevgi, muhabbet ve samimiyetle aile bağını korumak, eşler arasındaki birbirini saygı, sevgi , adalet ve birbirini sorumluluk duygusunu taşıyarak şiddete mahal bırakmadan, huzuru bozacak davranışlardan kaçınmak gerekir diye düşünüyorum… hayatı ortaklaşa paylaşmak ..
Birbirini parçalayan aileler toplumuzda eksik değil maalesef. Boşanmalar, şiddet, taciz, kadına karşı şiddet ve cinayetler bütün hepimizi derinden yaralamakta. bu toplum neden bu kadar ahlaki yozlaşma yaşıyor. Ahlaki çöküntü yaşıyor. Sebep ve sonuç detayına kafa yormak lazım. Sorumlu birey olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışalım…
Her karanlık gecenin bir sabahı vardır. Üzerimize çöken kara bulutlar arasında güneşler çıkacak aydınlık yarınlar bizim olacak. Kabuslu geceler bitecek, karanlıklar dağılacak huzur, güven, sevgi, muhabbet ve kardeşlik gelecek. İyilik dünyayı değiştirecek. paslaşmış gönüller, katılaşmış yürekler, merhametsiz kalpler yerine, merhamet dolu duygular yerleşecek. Gönüllere güller açacak .sevgi insanı saygı, insanı olacaktır…
Eğitim ve öğretim yuvaları ne güne duruyor. TV kanalları gönül ve merhamet insanı yetiştirmek için ne güne duruyor.. Birazda ahlakı değerlere zaman ayırmak lazım. Manevi hastalıklarımıza çözüm getirmek. çare ve reçete sunmak bu konuda projeler üretmek ve çözüm yolarını anlatacak konuklar TV ekranlarına gelmeli. Bu konu anlatılmalı. siyaseti hararetle savunulduğu gibi, hararetle konuşulduğu gibi, biraz da toplumsal sorun olan aile içi geçimsizlik sorunu çözecek, programlar yapılsın…Çözüm yolları ortaya konulsun. Bu konuda yeterince donanımlı, bilgili, birikimli hocalarımız vara. prof hocalarımız var. Bu konuda uzmanlar değerlendirilmeli..
Ahlaki değeler, İslami duyarlılıklar ve samimiyet olmazsa ailede kavgalar, huzursuzluklar baş gösterir ve neticesi kötü olur. Unutulmayan acılar ve aile dramları ile neticelenir. Eşler birbirini sevmeli , saygı göstermeli, birbirine danışarak, evde ortak görüşe vararak kararlar alınmalı. gözünü başkasını kem bakışlarından sakındırmalı. Eşler (kadın –erke) iffetini, namusunu korumalı. Aile bağına sadakat göstermeli. Şeytani desiselerden uzak olmaya dikkat etmeli diye düşünüyorum…,
Bu tutum ve davranışla aile bağı korunur, huzur sağlanır şiddet ve kadın ve erkek cinayetleri işlenmez…