Zaman su gibi akıp gitmekte. Zaman hızla ilerliyor. Saniyeler, dakikalar, saatler, günler geceler, haftalar, aylar ve yıllar ömür sermayemizden gidiyor. Ömür sermayesini hayırlı faydalı işlerde bitirmeye bakmalıyız.gayri ihtiyarı ömür tükeniyor.zaman tünelinden geçiyoruz.
TV ekranlarından her gün ünlülerin bir bir aramızdan ayrıldıklarına tanıklık ediyoruz. Mal, makam, servet, şöhret ve ömür bir gün bitiyor. Ne kadar zengin de olsak, ne kadar ömür yaşarsak yaşayalım en son bu hayat serüveni ölümle noktalanıyor. Kafesten kuş uçmuş gibi. Bu realiteyi kabul etmek zorundayız. O halde bu ebedi gidişe bir hazırlık gerekmez mi?. Düşünmemiz gerekmez mi? Zamanı, ömrü, nasıl ?, nerede ?, ne şekilde geçtiğine bakmak gerekmez mi?
2017 yılı bitti , 2018 yılına merhaba dedik. Bir yıl daha tükendi ömür sermayemizden. Aslında insan oğlu kendisi hesaba çekilmeden önce, kendi nefsini muhasebeye çekmeli. Sorgulamalı. Bir esnaf gibi, bir tüccar gibi bu yılımı karla mı, zararla mı kapattım diye bir hesabını yapmalı.
Dünya hayatı bir oyun ve oyalanma yeridir. Herkes bir gün bu fani dünyadan göç edip ebedi aleme gidecek. Eşi, dostu, arkadaşları ve sevenleri bir gün onu ebediyete uğurlayacak. O halde tükenen her günümüz bizim aleyhimizde bitiyor.
Allah(c.c) yirmi dört saat gibi bir zaman dilimi vermiştir. Gece-gündüz günler- aylar bu minval üzere hayatın gerçeği olarak akıp gidiyor. Her şeye rağmen hayat devam ediyor. İçinde bulunduğumuz şu dünya hayatı, zamanı ve ömür sermayesini iyi değerlendirmek gerekiyor.
“ İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” İnsanların en hayırlısı ailesine hayırlı olandır.” buyuruyor son peygamberimiz. Bu mesajları iyi okumak yaşamak lazım. Bu mesajların kriterlerine göre hayatını ayarlayan insanlar, değerli ömür sermayelerini memleket, illet ve ülkesine adına faydalı, hayırlı hizmetler için harcarsa, dünya durdukça insanlar bu dünyada huzurlu ve mutlu olur kanaatindeyim. Sosyal barışın ,iyiliğin, güzelliğin, mutluluğun ve sosyal adaletin tesisi bu anlayışa bağlamak mümkün.
Ömür sermayesi az, yapılacak vazifeler pek çoktur. Saadet-i ebediye için çalışmalıyız. Bu dünya hayatına geçici bir zaman süresi için gelmiş bulunuyoruz. Bu zaman süreci içinde hayatı , zamanı, ömür sermayesini , hayırlı ve faydalı işlerde harcamak tüketmeye çalışmalıyız.
Bu konu ile ilgili efendimiz (a.s) in çok sevdiği bir duayı burada ifade etmeden geçmeyeceğim. “Ya Rabbi! Bu dünyada bana iyilik ver, ahrette de iyilik ver, bizi ateşin azabından koru.” Diyerek dünya ve ahrette iyilik istemiştir. Hem dünya , hem ahret için ikisini beraber iyi olsun istemiştir. Bütün peygamberlerin gönderiliş amacı budur. Dünya ve ahret hayatını huzurlu, mutlu, saadet içinde olması için gönderilmiş ve bu konuyu insanlara tebliğ etmişlerdir.
İnsan bir gaye için yaşadığına inanmalı. Ulvi ve kutsi bir gaye için yaratıldığına inanmalı. İnandığı gibi yaşamalı. Yoksa, yaşadığı gibi inanmaya başlar. İnanmak, amel etmek bu emel etrafında hayata düzen vermeli...