Bu gün en çok ihlal edilen şey insan haklarıdır. 10 Aralık dünya insan hakları günüdür. Maalesef Bugün mazlumların ah-u figanları arşı alaya yükseliyor. Çocuklar , ihtiyarlar ,kadın-erkek demeden siviller Öldürülüyor. Koca şehirler, evler, bağ bahçeler, viraneye dönüyor. İnsanlar evlerinden, yuvalarından varil bombalarla bombalanıyor. Ölüyorlar, öldürülüyorlar. On bir bin km öteden gelen ABD güçleri , Rusya ve rejim güçleri Başar Esat, bu hak ihlalleri yaparak, katliamlar yapıyorlar.. insan haklarını ihlal ediyor.Sözde insan hakları savunucuları, BM de ses yok. Yemen’de, en çok Suriye’de, Mısır’da, Irak’ta ve isimlerini daha sayamadığım ülkelerde bu cinayetler işleniyor.
Ülkemizde de kadına karşı şiddet, tacız, tecavüz ve boşanmalar eksik değil. Her gün sokaklarda öldürülen insan sayısı az değil. Batman adliyesi önünde bütün kameraların önünde işlenen cinayet, batman otogarında masum bir gencin kan davası yüzünden öldürülen Birgencin vahim manzarası bütün yaşanan bu cinayetler hepsi birer insan hakları ihlalidir. Adaleti sokakta arar hale geldi bu Milet. Bu adalet değil, birer zulümdür. İnsan hak ve hürriyet ihlalidir. O kadar cinayet, şiddet hak ihlalleri ve barbalıklar işleniyor ki, bu işin had ve hesabı yoktur. Bu vahşetleri işleyen insan. Bir insanın kalbinde merhamet , şefkat ve iman yoksa bu tür işlerin işlenmesi kaçınılmazdır. Masum insan öldürülemez. Katili bir bakıyorsun birkaç yıldan sonra af edilmiş cezaevinden çıkmıştır. Bir Müslüman bir Müslüman’ı bile bile katledemez. Kanına giremez. Caydırıcı bir önlem olmayınca bu tür cinayetler kaçınılmazdır.
Bütünüyle yalan ve yaptırım gücü olmayan yalan üzere kurulu evrensel insan hakları bir beyanı var. BM bağlı bütün ülkeler bunun altına imza atmışlar. Burada bu gazete köşesinde dünyaya seslenmek ve haykırmak istiyorum, İnsan hakları beyannamesi ne güne duruyor. Bu zalim ve diktatörler karşı gerekli adımları neden atmıyorlar? ABD ve Orta doğu ülkelerinde ABD nin Irak, İran, ülkemize karşı bu fitneleri yaparak, milletimizi birbirine düşürerek, silah ve para vererek bu cinayetlere sebep oluyorlar. Ey ABD , Ey Rusya ,Ey AB ülkeleri size mi düşmüş bir ülkenin iç işlerine karışmak. mezhepçiliği körükleyerek, ırkçılığı körükleyerek, bu cinayetlerin işlenmesine sebepsiniz. Ortaksınız. Bu işlenen cinayetler bir gün size de dönebilir. Hukuk adalet herkese lazım. herkes adil bir sistem anlayışa muhtaçtır.
Müslüman’ın kanı , canı, çocukların bedenleri bu kadar ucuz mu. Suriyeli göçmen Aylin bebekler Ak denizde balıklara yem oluyorlar. Boğuluyorlar.. Göçmenlerin kaçak yollarla dramlarını TV ekranlarında dehşetle ve ibretle izliyoruz. . Peki bu İnsan hakları beyannamesinin ön gördüğü ilkeleri, neden uygulamaya konulmuyor. Neden, Suriye’de ,Irak’ta bir milyon sivil, masum insan öldürüldü. her gün intihar bombalarıyla çarşı -pazarlarda yüzlerce sivil ve masum insanlar öldürülüyor.. Suriye’de dünyanın gözü önünde katliamlar yaşanıyor. Bütün yaşanan bu cinayetler fitne tohumun ekilmesi neticesidir. O zalim diktatörlere karşı hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Hadlerini bildirmiyorlar. Kınama dahi yapmıyorlar İnsan hakları savunuculuğunuz yalandan öteye geçmiyor. ‘’ Bir damla kan ve bir damla petrol ‘’ anlayışıyla siyaseti yapılıyor ne yazı ki. İşte böyle . adaletsiz, merhametsiz, insan sevgisinin hiçe sayıldığı insan hak hürriyet ve özgürlüklerin ihlal edildiği bir dünyada yaşıyoruz…
Sözde Müslüman bildiğimiz Suudi Arabistan Kralları İstanbul göbeğinde baş konsoloslukta Merhum Cemal Karıkçıyı parça parça ederek öldürdüler. Bir ekip oluşturarak özel uçakla gelerek bu cinayeti işlediler . bu hak hukuk ve insan hakkını ihlal ederek bütün dünyanın gözü önünde bu cinayeti işlediler ABD ve AB ülkeleri bu zalim diktatöre karşı bir müeyyide uygulamadılar.
İsrail’de her gün insan hakları ihlal edilerek bütün dünyanın gözü önünde Filistinlilere uyguladıkları zalimane katliamlar, cinayetler bunun hesabını hiç kimse sormuyor. Ülkemiz dışında bunu kınayan lanetleyen hiçbir ülke çıkmadı. Bu zulümleri dünyaya ilan eden sadece ülkemiz olmuştur. Herkes Türkiye gibi tepkisini, kararlığını gösterse bu zalimler bu kadar zalimliklerinde cesaret etmeyeceklerdi.
Bu hak ihlalleri olmayacaktı.Mısır’da zalim sisi diktatörü emriyle beş bin insan tahrir meydanında öldürülmeyecekti. Zulüm ve hak ihlalleri yapılıyor, mazlumların ahu figanları arşı alaya yükseliyor. Bunda herke kendi çapında sorumludur. Sorumluluk bilinci ile konuşmalı… Zulüm, hak- hukuk ihlali karşısında susmak bu cinayete dolaylı olarak ortak olmaktır.
Evet hani insan hakları beyannamesi , nerede bu insan hakları savunuculuğuna dem vuranlar. AB ve ABD siyasi liderleri bu zalimler karşısından, Kör, sağır ve dilsizdirler.. Fakat Menfaatlerine gelince keyfi ambargolar yapıyor ve uyguluyorlar… Bu zulüm devam etmez. Zalime zulmü kendisine kar olarak kalmamıştır.. Nice zalimler gelmiş -gitmiş zalimlikleriyle göç etmişler. Sanılmasın ki; zalimlikleri kendilerine kar kalmıştır. Allah intikam sahibidir. İntikamı şiddetlidir O gün zalime yardım edecek kimse yoktur… .
Şunu demek istiyorum; Evrensel insan hakları beyannamesi laftan öteye geçmiyor, Müslüman ülkeler akıllarını başlarına alıp ilimde , fende, teknik ve bilgi alanında, sanayide, sağlık,kültürel ve ekonomik alanda gelişmeli. İlerlemeli. AB ve ABD gibi devletlere karşı güç birliği yapmalı. Onların hile ,plan ve sinsi tuzaklarına düşmemeli ve oyunlarına gelmemeli…yüz yıl öce bu sinsi planlarını kurgulayarak bugün de İslam coğrafyasında yaşanan cinayetler böl , parçala ve yut politikası ile uygulanmakta bundan başarılı olmuşlardır. Bir Müslüman bunun farkında olmalı. BU zulme kalben dahi olsa taraftar olmamak, taraf tutmamak gerekiyor. Yoksa o zulme kalben ortak olmaktır.