Yılın her günü, saati, haftası ve ayı önemli olmakla beraber '' üç aylar'' olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayların ayrı bir önemi vardır. Konu ile ilgili efendimiz; '' Recep Allah'ın Şaban benim Ramazan ayı da ümmetimin ayıdır. şeklinde beyan ederek bu ayların diğer aylardan ayrı bir özellikler taşıdığını belirtmiştir.
Üç aylar ahret ticareti için, son derece karlı bir pazar ve bir sergidir adeta. Müminler için manevi bir terakki merdivenidir. Çok sevaplı aylar olan üç ayların her birinde ulvi gecelerin ilahi tecellilere sahne olduğu geceleri içinde bulunduruyor.
Recep ayın içinde Regaip ve Miraç, Şaban ayı içinde Beraat, Ramazan ayı içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi bulunmaktadır. Bu nurlu geceler peş peşe gelerek dört kandili birer avize gibi dünyamızı aydınlatırlar. Karanlık kalpleri, katı gönülleri aydınlatır ve zulmet perdeleri parça parça eder. Yeter ki Biz Müslümanlar gereği öğrenelim ve yaşayalım.
Bu aylarda ve bugünlerde ilahi rahmetin coştuğu bir mevsimdir. Takdir edersiniz ki, her şeyin bir mevsimi olduğu gibi, manevi yönden ahretin de bir mevsimi vardır. İşte üç aylarda bir manevi ticareti kazanma mevsimidir. ömrümüz kısa, Kafesten kuş uçmuş gibi uçup gitmekte. Ömür sermayesi her gün bitiyor. Bu mübarek ve müstesna mevsimde, hayırlı mevsimde sevaplarımızı artırmalıyız... Sevapların yüze, bin dereceye ulaştığı bu mevsimi iyi değerlendirmeliyiz.
Recep ve Şaban ayları, mübarek Ramazan ayına birer hazırlıktır. Efendimizin beyan ettiği gibi ; '' Ya Rabbi ! Recep ve Şaban ayını bize Mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.'' şeklinde dua etmiştir. Bizlerde bir esnaf gibi, bir tüccar gibi, gelirini- giderini hesaplayan , hesaba çekilmeden kendi nefsini hesaba çeken, takva sahibi birer mümin olarak kulluk görevimi yerine getirelim..
Şu kötü günahlarımızdan, yanlışlıklarımızdan pişmanlık duyarak, bir daha işlememek üzere tövbe etmeliyiz. Çünkü Tövbe ve pişmanlık kapısı daima açıktır. Bu günleri , bu ayları fırsat bilip hayatımıza yeni bir beyaz sayfa açmalıyız. Oruç tutarak, sadakalar vererek, fakirlerin yüzünü güldürerek sosyal yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlayalım. . Düşkünlere, muhtaçlara yardım elimizi uzatarak onları sevindirelim. Varsa dargın ve kırgınlıklarımızla barışalım. Namazlarımıza dikkat ederek kılalım. Varsa kaza namazlarımızı kılalım. Özellikle her gün bir kaç sayfa Kuran okuyarak, mealini okuyarak , anlamaya ve yaşamaya çalışalım.
Kuransız günümüz geçmesin. Özellikle cemaatle, camide namazlarımızı kılmaya çalışalım. Camide görev yapan Hocalarımıza bilmediğimiz dini konuları onlara sorarak öğrenmeye çalışalım. Veya dini ilmihal kitapları karıştırarak okumaya, öğrenmeye çalışalım. hayatta iken okuyalım yaşayalım, Çünkü kabirde okuma olanağımız yoktur. Her şey bu dünyada kazanılır. Bu dünyadan da gitmek var. Ayrılmak var.
Üç aylar ve mübarek gün ve geceler, müminlere ilahi birer hediye olarak ikram edilmesinin esas hikmeti, Müminlerin devamlı ahrete hazırlıklı bir halde bulunmaları Ve bu mübarek günlerin feyzinden mahrum kalmamaları teşvik etmek içindir.
Bu teşvikten payını alıp, önüne açılan manevi yüceliş fırsatlarını layıkıyla değerlendirene ne mutlu...