Milletleri ve toplumları barışta sağlanmasında, huzurda teminin de, sevginin tesisinde ve insanların birbirleriyle kaynaşmada en büyük etken dindir. Dinlerin içinde de hak olan İslam dinidir. Barışı, kardeşliği emreden İslami yettir. Sanırım, Millet olarak bu ilahi mesaja çok muhtacız.
En büyük birleştirici, uzlaştırıcı unsur İslam’dır. İslam’ı okuyup araştırmacı ve tarafsız bir şekilde analiz ettiğimizde anlıyoruz ki, Din özellikle de İslamiyet kardeşlik prensibine dayalı sevgi ve muhabbet dini olduğunu anlarız. Kuranda ; “ Müminler ancak kardeştir.”(Hucurat. 10) ayetini görüyoruz. Peygamberimizin de :” İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi de sevmedikçe kamil mümin olamazsınız.” (Müslüm İman.34) Şeklinde buyurarak sevgi dini, cennette girmenin yolu iman ve birbirini sevmekten geçtiğini beyan etmektedir.
İslam dininin bu birleştirici, uzlaştırıcı, düşmanlıları bir tarafa bırakarak, iman ve İslam potası içinde hayat sürdürmeyi öngörür. Yunus Ermenin:” Yaratılanı severiz yaratandan ötürü.” Hacı Bektaşi Veli :” Bir olalım, iri olalım, diri olalım “ şeklinde buyurarak bu büyük zatlar hep sevmeye ve sevgiye insanları çağırmışlardır.
Birleştirici unsur dil değil, dindir. Din belirli bir dili, ırkı, sınıfı, milleti,ulusu, mezhebi, meşrebi değil top yekin tüm dünyada yaşayan insan oğlunu kucaklaşmayı kaynaşmayı dayanışmayı öğütler. Kuranı kerimin bazı sürelerin ayetlerinde:” Ey iman edenler !.” (Cuma süresi.ayet. 9.)diye hitap ediyor.” Ey insanlar” (Nisa süresi.ayet. 1) diye hitap ediyor burada belirli bir dile ırka ve millete hitap etmiyor. Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere, İslami yetin cihanşümul bir din olduğun, evrensel bir din olduğunu, muhatabı insanlar olduğunu anlamak mümkün. Böyle sağlam, temel ilkelere sahip olduğumuz halde, ona inandığımız halde, ne hazindir ki, inancımızın gereğini yaşamadığımız ortadadır. Toplumun ahlaki yönden yozlaşmış, boşanmaların sık görüldüğü, gasp, hırsızlık, dolandırıcılığın, adam öldürmelerin her gün arttığını ve ne yazık ki, bugün mevcut cezaevlerin de 500 bine varan tutuklu ve hükümlünün yatması bunun açık kanıtıdır. Şunu demek istiyorum, Günaha inanan bir insan, ölüm ve ölüm ötesi hayata gerçek anlamda inanan bir insan, hesaba, kabir sorgusuna ve mizana gerçek anlamda inanan bir insan, kötülük işlemez, kötülüğe bulaşmaz. Müslüman kardeşine zarar vermez. Zulüm etmez. Kin ve düşmanlık beslemez. İşte din bu konuları işliyor.
Unutulmaması gereken bir husus şudur ki, Tüm güzellikler, tüm faziletler, tüm iyilikler, sevgi ve samimiyet ortamında doğar ve gelişir. Sevgi insanı olmalım. Sevmek ve sevilmek milletlerin ve toplumların en büyük koruyucu, birleştirici ve kaynaştırıcı etkenidir. Bu etkenin de en büyük rolü dindir. Dini iyi anlamak, iyi okumak ve doğru yaşmaktan geçer.