Bir atasözümüzde : ‘’ Ağaç yaş iken eğilir.’’ Evlat yetiştirirken terbiye vermek, terbiye ile yetiştirmek her anne ve babanın asli görevidir. Yedi yaşındaki çocuklara namaz kılmayı, ana babaya saygılı olmayı, çevreye karşı, komşulara karşı iyi davranmayı öğretmeli. Yedi yaşındaki çocuk nasıl, ne şekilde yetiştirilse yetmiş yaşına kadar o güzel veya kötü alışkanlığı ruhuna işler karakterine yansıtır, o şekilde hayatı devam eder.
Bazen bakıyorum da, On veya on bir yaşındaki çocukların şişeleri kırarak, çevreye insanların gidip geldiği yollara kırık cam parçalarını atıkların gözlemliyorum. Çiğnediği sakızı asfalt yola attıklarını kuşların ayaklarına veya gagalarına yapıştığını ölümüne sebep verildiğini görüyor… Muzır çocuklar, sigara içenlerin yaşı on iki veya on beş yaşa kadar indiğini araştırmacı istatistiki araştırmalar gösteriyor.
Büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi, insanlara, hayvanlara, kuşlara, yolda kalmışlara, hastalara, kör topal ve malul, Engelli insanlara sevgi ile bakılmadığını görmek mümkün. Başı boş serseri , sorumsuz bir nesil yetişiyor. Bazen bakıyorum da koluna bir spor fanatik anlayışı ile , yılan akrep, gibi hayvanların resimlerini koluna dövme yapan, bıçak taşıyan, söz dinlemeyen, az da olsa bir gençliğin , bir neslin yetiştiğini görüyorum.
Biz anne ve babalar olarak çocuklarımızdan sorumluyuz. Ahlaklı, yetiştirmek, kötü alışkanlıkların Zararlı bir adet olduğunu, iyi bir yol olmadığını söylememiz lazım. Eline bir şişe alıp yolun ortasından araçların, insanların gelip geçtiği yollarda kırmak kötü bir şey olduğunu, bu çocuklarımıza söylememiz lazım. Çöpün çöp kutusuna atmak gerekir diyerek o güzel alışkanlığı çocuğa vermek lazım.. Yetişkin insanların yolda sakız çiğneyerek ağzındaki sakızı yola atmamalı. kuşların yem niyetiyle gagalarına yapıştığını, çevreyi kirlettiğini, insanlara eziyet verildiğini insanlara eziyet vermek zulüm olduğunu söylemek durumundayız.
Anne babanın çok çocuk yapıp sokaklara atmak, sahipsiz büyütmek, ilgi alaka vermemek, İslam ve insanlığa yararlı yetiştirmemek büyük bir vebaldir. Kötü alışkanlıklara müptela olan o genç, sigara, uyuşturucu, esrar, eroin, bonzain gibi gençlerin hayatını karartan kötü alışkanlıklarla yetişen O çocuk önce kendini sonra toplumu hançerleyecektir. Bir anne ve baba olarak yavrularımızın iyi yetişmesinde sorumluyuz. Kötü arkadaş, kötü çevre, kötülük bataklığına düşmüş nesil yetişmesini istemiyorsak, dini, ahlaki, abdesti, büyüklere saygıyı, memleket, millet, ülke sevgisi ile, manevi yönden eğitmemiz lazım. Bu iş bana göre aileden başlar, okuldaki din eğitimi, sonra camideki kuran eğitimi, caminin manevi havası, namaz kılmak, abdest almak, büyüklerin arasında camide buluşmaktan geçer.
Ailece sofraya oturulduğu zaman, çocuklarımıza ‘’ bismillah’’ sözü ile başlatmayı öğretmeli. Yemekten sonra’’ elhamdülillah ‘’ yani , ‘’ Allah’a hamt olsun.’’ sözünü çocuklarımıza alışkanlık haline getirerek çocuğun ruhuna bu İslami terbiyeyi yerleştirmeyi sağlamalıyız. Korkutmadan, ürkütmeden, sevdirerek, sevgi ile İslami gelenek ve adetleri çocuklarımıza aşılamalıyız.
Çocuklarımızın hayırlı, bereketli, feyizli, topluma, aileye, memlekete, millete ,ülkesine kendisine ve tüm insanlığa yararlı olmasını sağlamak için terbiyeyi önce aileden başlatmalıyız. Anne ve babalar çocuğun ilk öğretmenidirler. Allah bu çocukların iyi yetişmekten veya kötü yetiştirmekten bize hesap soracak.
En karlı, hayırlı manevi ticaret ve sermaye hayırlı bir evlada sahip olmak ve yetiştirmektir. Arkasında ana ve babasına dua edebilecek evlatlardır. Bizler de manevi ticarete sahip olmak için evlatlarımızı İslam ahlakıyla yetiştirmemiz lazım…