Dünyanın En gelişmiş ülkesi olan Japonya’da geçen sene deprem felaketinden sonrası, bir yıl içinde 30 bin kişi intihar etti. Ruh bunalımı ciddi boyutlarda. Deprem sonrası ruh sağlığını ciddi manada kendini gösterdi.
Japon hükümeti tarafından yapılan açıklamada,geçen yıl yaşanan deprem ve tsunami felaketi sonrası ülkede, intihar edenlerin sayısında büyük bir artış yaşandığını ifade edildi.
Japon kabine ofisi ve ulusal polis departmanı tarafından açıklanan verilere göre, 2011 yılında 30 bin 621 kişi hayatına son verdi. Ofis yetkilisi : “ Tüm Japon toplumu deprem sonrası kaygı içerisindeydi ve bunu tetikleyici bir neden olduğu kanısındayız.” (Vakit gazetesi.09.03.2012)
Bu haber ürkütücü bir olayı seslendiriyor. Allah’a İnanmayan, ahret hayatına gerçek anlamda inanmayan bir insanın başına bir bela, bir musibet , bir felaket geldiği zaman, ondan kurtulmanın çözüm yolunu, ne yazık ki, intiharda bulduğunu gösteriyor. İnanan bir insan, kader inana bir insan, bütün kainata hükmeden, sevk ve idare eden Allah olduğuna samimiyetle gönülden iman etmiş bir insanın intihara baş vurması düşünülemez.
Dolayısıyla biz Müminler Allah’a iman noktasında, kader iman etme noktasında, tevekküle inanmış Müslüman ve mümin olarak şanslıyız. Başımıza ne gelirse Allah’tan olduğuna inanıyoruz. Yani bir ağacın yaprağı dahi Allahın ilmi ve bilgisi ile düşüyor. İnsanın dünyaya gelmesi, çocukluk, gençlik, ihtiyarlık ve ölümle bu hayatın noktalanması , bize Allah’ın ilmi ve bilgisi ile, kaderin tecellisi ile olduğuna inanıyoruz. Bu dünyadan sonra ebedi bir hayatın varlığına inanıyoruz. Başıboş olmadığımızı , sahipsiz olmadığımızı, imtihanda olduğumuzu biliyoruz, bilmeliyiz. Allah’a gerçek anlamda teslimiyet, Allah’a dayanma, tevekkül etme, güvenme inancı bizi hayata bağlıyor. Şu hadis-i şerif imdadımıza yetişiyor. ” Kadere iman eden, kederlerden emim olur.” Dünyevi İşimiz kötü gidebilir. Malını, mülkünü, makamını, kaybedebiliriz. Evladını, eşini sevdiğini kaybedebiliriz. Bu sıkıntılar bizi isyana, bunalıma, intihara götürmemeli. Çünkü Allah’tan geldik, yine Allah’a döneceğiz. inanıyoruz ki, bu hayattan sonra ebedi bir hayatta tekrar buluşmak var, Görüşmek var, Olaya bu şekilde bakmalıyız.. Bu iman ve bu inanç bizi ayakta tutabiliyor. Sarsılmadan, yıkılmadan Allah’a dayanmalı.
Van depremi, gölcük, düzce deprem felaketi hala hafızalarda silinmemiş, milletçe bizi derin üzüntülere sevk etmişti. Bir gece de varını, yoğunu kaybedenler, bir gece fakir olanlar, ailesini, çocuklarını kaybedenler oldu. Ama, bu aziz milletin Allah’a olan inancı, sarsılmaz iman gücü onu intihara götürmedi. Hiç bir intihar vakası yaşanmadı. Bu durum bize iman etmenin, mümin olmanın ne kadar faydalı olduğunu gösteriyor.
Japonya dünyanın en gelişmiş en zengin ülkesidir. Dünyada birinci sırada yer alıyor. Demek ki, zenginlerde ağlıyor. Zenginlik de, mal, varlık gönüllere kalplere huzuru, mutluluğu tam anlamıyla veremiyor. İslam’a göre dünya hayatı için çalışmalı. Depreme dayanıklı binalar yapılmalı. Tedbir ve önlemini almalı. Sonra Allah’a tevekkül etmeli. Dünyaya çalışmak gerekiyor. Dünya malı insanın elinde olmalı. Kalbimizde olmamalı. Dünyayı bir geçim aracı bilmeliyiz. Amaç olmamalı. Amaç olursa sonu hüsrandır . Japonya da görüldüğü gibi, Sonu intiharla bitiyor.
Hiç bir peygamber dünyayı terk etmemişlerdir. Her peygamberin bir mesleği vardı. Bir işle meşgul olmuşlardır. Onlar bizim için örnek olmalı.