Allah’ı tanımak için nefsimizi terbiye etmek gerekir.Tefekkürü nefsimizden başlamalıyız. Sonra afaka . Islah hareketini nefsimizden, kalbimizden, ruhumuzdan başlamalıyız.
Hesaba çekilmeden nefisimizi hesaba çekmeliyiz. Sorgulanmadan kendimizi sorgulamalıyız. Ömrümüzü nereden harcadığımıza, malımızı nerden nereye harcadığıma, gençlik nimetini nerelerde tükettiğimize zamanımızı nasıl ve nerelerden harcadığımıza bakmak gerekir. Zaman mefhumu çok önemli bir sermayedir. Bu ömür sermayesini güzel işlerde, faydalı işlerde, kendimize, ailemize, çevremize, ülkemize faydalı olmaya çalışmalıyız.
Zaman dediğin şey Hızla Akıp gitmekte. Dakikalar, saatler, günler, haftalar, aylar yıllar birbirini kovalayarak ömür sermayemizden tükenmekte. Ebedi bir yurda, sonsuzluk alemine akıp gitmekte. Nefsimizin kötü şeylerden ve günaha giden yollardan korumalıyız.
Nefis daima kötü şeyleri ister. Mal , makam, şöhret, unvan, zenginlik, evlat, apartman, araba her şeyi ister. Arzu ve istek herkeste ve hepimizde var. Bu fıtratın gereğidir. Bu tür şeyleri helal dairesinden, helal kazançtan elde edilmeli. Haram yollardan elde edilirse o zaman Allah hesabını sorar. Helalında, haramında hesabını Allah sorar elbet bir gün. Sanılmasın ki, kimse bilmiyor ve habersizdir. Haşa unutulmuş veya onun bilgisi dışındadır. Asla, bu tür bir düşünceye kapılmamalı. Nefis kötülüğe meyil etmemeli. Nefsin kötü , istek ve arzularına uymamalıyız.
Helal dairesi keyfe kafi gelir. Eleştirdiğimiz konu haramdan kaçınmak, günaha girmemek, haramdan sakınmak gerekir. Nefsin terbiyesi helal a ittiba etmek, harama girmekten, harama giden yollardan sakınmak lazım. Hayata bakış açımız bu yönde olmalı.
Şu bir gerçektir ki, nefsini ıslah etmeyen, nefsini terbiye etmeyen bir insan başkasını ıslah edemez. Kişi daima nefsinin kötü yollardan, günaha isyana, giden yollardan korumalı. kötülüğü emreden şeylerle uzak durarak mücadele etmeye çalışmalı.
Nefsin ıslahı, tefekkür gibi ulvi duygularla donanması için namaz gibi, oruç gibi, bir fakiri sevindirerek ibadetlerini yerine getirmeli. Namaz ruha huzur verir. Mutluluk veriri. İç huzuru, aydınlık olur. Kulluk bilinci ile yaşayarak bir sorumluluk bilinicini yaşamış bir birey olarak iç huzur bulmuş olur.
Kalbin huzur, gönlün rahatı, kalbin ıslahı, nefsin terbiyesi namaz gibi, zikir gibi, kuran okuyarak yüce yaratanın yüceliğini tanıyarak sorumluluk bilincini yerine getirmiş bir ruh haliyle davranmalıyız diye düşünüyorum...
Nefis muhasebesi yapmak durumundayız. Hayat yolculuğumuz iyimi, kötü mu gidiyor. Allah’a karşı, ailemize karşı, komşularımıza karşı ve tüm insanlara karşı bir takım görev ve sorumluluklarımız vardır. Dolayısıyla bize karşı yapılan kötülükleri hoş karşılamadığımız gibi, nefsimize hoş gelmediği hoş görmediği gibi, başkasına da kötülüğü hoş görmemek gerekiyor. Bu anlayışla hayatın çetin mücadelesine karşı bu anlayışla yolumuza devam etmek durumundayız diye düşünüyorum.