Yer yüzünde mazlumların ah-u figanı arş Alaya yükseliyor. Yemen’de her ayda en az 300 çocuk açıktan ölüyor. Suudi uçakların hedefine maruz kalıyorlar. Suriye de Kimyasallarla çocuk, kadın, ihtiyar demeden hedef gözetmeksizin siviller katlediliyor. Koca şehirler ABD ve Rusya uçakların bombardımanıyla harabeye dönmüşler. Bir milyon insan öldürüldü, yaralandı .10 milyon insan göçmen olarak hayat sürdürüyor. kirli bir menfaat savaşıyla canavarca insanlar hayatlarını kaybediyorlar. Bütün dünya bu vahşeti seyrediyorlar.
Hele İsrail’in Filistin’lere kadın ve çocuklara uyguladığı vahşet , işkence görüntüleri vahşet vardır. Dayanılmaz noktalara varılmıştır. Burada büyük bir zulüm, işkence ve vahşet vardır. Mısır da akıl almaz cinayetler işleniyor. Sisi zulüm darbesiyle meşru seçimle halkın hür iradesiyle seçimle gelmiş Mürsi hükümetine darbe yapılıyor ve meydanlarda beş bin insanın katine sebep oluyor. Bir o kadarı da yaralı sakat bırakılıyor. Bu yaşananlar zulüm değil de ya nedir. Binlerce tutuklu, hasta ve idamla yargılanan mazlumlar. Ceza evlerinde binlerce mazlum. Dağılan aileler hayattan koparılan mazlum insanlar. Bütün yaşanan bu vahşetlere sadece seyrediliyor. sözde medeni dünya bu zulüm ve haksızlıklara hukuksuzlukları seyrediyor.
Suriyeli vatandaşlar mağdur, mazlum ve göçmen statüsünde hayat sürdürüyorlar. Avrupa’lılar Başta ABD göçmenleri almıyorlar. Politikaları zulüm ve talan, işgal ve silah ticareti üzerinedir. İslam coğrafyası kan ve göz yaşı içinde. Cehalet, fakirlik, ihtilaf diz boyu. Düşman İslam aleminde kan kusturuyor. Fakir kalsın, cahil olsun, ararlında hep sen- ben kavgası olsun istiyorlar. Milliyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik sen – ben kavgasını yaratarak Müslümanları birbirine kırdırıyorlar. Dün Pakistan’da bir ilim yuvası medrese kapınsa bırakılan bomba 25 ölü, 35 kişi yaralandı ve sakat bırakıldı, ömür boyu hayattan koparıldı. Ülkemizde 35 yıldır, Kürt ile Türk kavgasını yaratarak körükleyerek yıllardır bu ırkçılığın pençesinde ülke olarak mücadele ediyoruz. Ölen öldürülen isimleri Ahmet ve Mehmet’tir. 500 miyar dolar bugüne kadar bu kirli oyuna para harcanmıştır. Bu paralar bütçeden ve dolayısıyla milletin cebinden alınmıştır.. İslam aleminde cereyan eden bu vahşi modern savaş göz yaşı milletin kaderi değildir. Kaderi dış güçler İslam düşmanları desteğiyle oluyor. Müslümanlarda alet oluyor ne yazık ki.
BU aziz millet bir zamanlar mazlumların göz yaşını silerken, derdine derman olurken, bugün ne yazık ki göz yaşı döken bir Milet haline gedik... Dış güçler, silah üreticileri, Bizi birbirine kırdırmaya çalışıyor. Bu aziz millet artık uyanmıştır, Yaşana olayların farkına varmıştır. Neyin ne için yapıldığını üstün ferasetiyle bunları okuyor, biliyor.
Bu cennet gibi ülkede hür ve özgürce yaşıyor, ekmeğini, suyunu ve havasını elhamdülillah milletçe teneffüs ediyoruz. Çok şükür son on altı yıldır Ülke olarak büyük değişim ve dönüşüm yaşıyor. Bugün eski Türkiye değiliz. gelişmişiz. ekonomik alanda eğitim, sağlık , sosyal, kültürel alanda büyük gelişmeler yaşıyoruz. Batman gibi bir ilde beş adet en gelişmiş tam donanımlı hastanenin olması, Bölge hastaneleri ve şehir hastanelerin olması, her evde en az bir aracın olması, dünyada en çok akılı telefon kullanan ülkeler arasında ülkemizin olması, bu ekonomik olarak geliştiğimizi gösteriyor. Bu nimetlerin farkında olmak, şükretmek , değerin bilmek, korumak lazım diye düşünüyorum…
Dünyada yaşanan savaş, göz yaşı, kaos, terör olayları, vahşetler, zulüm, haksızlık ve hukuksuzlukların yaşanmaması için, İslam alemi olarak cehalete karşı ilimle, fakirliğe karşı sanat ve
ticaretle, en büyük eksikliğimiz olan içinde bulunduğumuz kavgalara sebep olan, gücümüzü kaybettiren ihtilafı yenmemiz lazım. İhtilafa karşı da ittifak etmek lazım. birliğimizi, beraberliğimizi vahdetimizi sağlayan ittifak halinde olmamız lazım. O zaman İslam alemi olarak savaş ve göz yaşını dökmeyecektir diye düşünüyorum.