Ne yazık ki bölgemizde anız yakmak adet haline gelmiştir. Her zaman ve her yerde din alimlerimiz, müftülerimiz, camilerde vaiz ve imam hatiplerimiz bu konuyu ısrarla seslendirdikleri halde, anız yakma yangının önüne geçilmiyor…
Sevindirici olanı bu sene belediye başkan vekilimiz bu konunun önemine binaen belediyenin bilbordlara büyük harflerle afiş asılması, herkesin okuyabileceği, görebileceği bir yerde asılması ve bunu hektar başına para cezası verileceğini, bu önemli konuyu işlemesi duyarlı vatandaşları az da olsa bilinçlendirmesi sevindirici bir durumdur. Şahsım adına takdir ettim.
Anız yakmak büyü günahtır. Çünkü binlerce belki milyonlarca canlı hayvanlar böcekler, kertenkeleler, karıncalar, kaplumbağalar yuvaya oturmuş canlılar yakılıyor. Yumurtaları yuvaları yok ediliyor. Bu hayvanlar kıyamet gününde anız yakanı, ateşi yakan, sebep olan ve ateşin yakılması için anızların yakmaya sebep olan insanlardan ALLAH(c.c) hesap soracaktır. Bu bir cinayettir. Bu cinayet azap gerektiren bir günahtır.büyük bir vebaldir. Biz Müslüman bir milletiz. Ahrete inanan, hesap ve mizana inanmış bir milletiz. Dolaycısıyla bu günaha girmemek lazım. Bu günahı işlememek lazım. İşin dini boyutu bu.
ben ziraatla, tarımla uğraşan bir uzman değilim, ama TV kanallarında ziraat mühendislerini TV ekranda bu konuyu izah ediyorlardı. bana göre, ekinler biçilirken ziraatla uğraşan, ekin biçen insanlar bilinçsizce bu işi yapıyorlar. Çiftçiler ekinleri biçerken biçer döver şoförleri ekinlerin sapını yüksekten, yerden ve köklerden yukarı biçiliyorlar.. Bundan dolayı nadasta, tarlada uzun ekin çubukları tarlada kalıyor. Çiftçide diyor ki , biçilen ekin tarlaları çiftini sürerken bu kadar buğday sapının biçilmesi, kaldırılması, buğday saplarını yok etmesi güçtür. Ben mecburum yakmak suretiyle ancak tarlamı sürebilirim . BU biraz çiftçiyi haklı gösteriyor. Aslında çiftçinin buğday veya arpa ekin tarlaları biçerken biçer döverlerin ekini dipten biçmesi gerekiyor. Yani bu iş bilinçsiz olunca, bu sıkıntılar baş gösteriyor…
Anız yakmak, hayvanları yakmak o havyalara zulüm etmek dinen büyük günahtır. .. Zulüm kıyamet günün zulmettir. Azap gerektiren bir günahtır. İnsanlara, hayvanlara canlı bitkilere zarar vermek , çevreye zarar vermek günahtır. Çevreyi ateş dumanı ile kirletmek, nefes darlığı çeken hastalara haksızlık etmiş oluruz. ‘’ İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı onladır. İnsanların en kötüsü insanlara zarar verendir .’’ buyuruyor peygamberimiz. Peygamber neyi ifade etmişse bize yani insanların faydasınadır. Neyi yapmayınız demişse yine insan oğlunun yararınadır. Peygamberi okumak, hayatını yaşamak tavsiyelerine uymak Müslüman’ın asli görevidir.
Ziraatla, tarımla uğraşan uzmanlardan bilgi almak lazım. Tarım il müdürlüğü ne güne duruyor. Bana kalırsa Tarım il müdürlüğümüzün bünyesinde o kadar ziraat mühendisi var. Uzmanlar var. O kadar personel istihdam edilmiş, müdürlerin altına lüks araç tahsis edilmiş ne güne duruyorlar. Devlet dolgun ücret veriyor, hala bu bölgede tarımla uğraşan insanlarımız anız yakıyorlarsa, bu bu konuda eksiklerimiz var, zafiyetimiz var demektir. İş sadece vaazlarla, din alimlerin telkiniyle iş bitmiyor. Elbette ki din alimlerimiz her zaman ve her yerde bu konuyu işleyecekler. İşliyorlar, anlatıyorlar.İnsanlara, hayvanlara çevreye, memlekete, millete , devlete zararlı olan her konuyu anlatıyorlar. Batman merkezi vaaz sistemi bu konuyu vaizlerimiz en güzel şekilde anlatılıyor.
Suç işleyenlere, günah işleyenlere Yaptırım olmayınca, ceza-i müeyyide uygulanmayınca bu durumlar kendini gösteriyor. Bazıları lafa bakmıyor ne yazık ki.