Bu coğrafyada ne hazindir ki, masum çocuklar ağlıyor. Dünyanın kirli siyasetimden olup bitenlerden habersiz ,İslam coğrafyasın çocuklarını zalimler ağlatıyorlar Çocuk, kadın. Masum çocukların gözlerinden akan masum göz yaşlar, en vicdansız insanların katı kalplerini titretmeli ürpertmeli.
Masumlar zalimlerin bombalarına hedef oluyor. Suriye, Filistin, Yemen, Bir zamanlar Irak, Afganistan, Libya ve daha isimlerini sayamadığım İslam ülkeleri.Kan ve göz yaşının barut ve kanın kokusu eksik değil buralarda. Göçe zorlanmış, yurdundan edinmiş, talan edilmiş viraneye dönen koca şehirler. Çocukları konuşuyorum. Gözü yaşlı ç ocuklar. Anne- babaların kucağında devletlerin sınır boylarında bilinmeyen yerlere göç ettiriliyor.Ölüm yolculuğa göçmen çocuklar, kadınlar ve insanlar.
Dünya gezegeni üzerinde yaşayan biz insanlar büyük bir sınavdan geçiyoruz.Özellikle İslam coğrafyasını cehenneme çeviren zalim dünya güçleri, fitne yoluyla Bu acımasız politikaları yürütmekte.Yıllardır Ülkemize de bu sinsi ve düşmanca siyaseti yapmaktalar. Bunun farkında olamız lazım. Hainlerin kirli ittifakın konuşuyorum. İslam coğrafyasında kan ve göz yaşına sebep olan zalim liderlerin kirli ittifakların konuşuyorum. Büyük bir sınavdan geçiyoruz. Makedonya ve Yunanistan sınırında iki bin Suriyeli göçmenlerin açlık, susuzluk çetin kış şartlarında , derme- çatma çadırlarda barınan Avrupa kapısında göçmenlerin durumunu Tv kanallarında izledik. Ne kötü muameleye maruz kaldıklarını dehşetle gördük. BU masumları bu duruma düşürenleri konuşuyorum. Avrupa sınıfta kalmıştır. Göçmenler konusunda. AB ( Avrupa Birliği ) ülkeler BM( Birlemiş Milletler.) Sözde insan hakları savunucuları sınıfta kalmıştır.. Ülke olarak biz Suriyeli kardeşlerimize tüm imkanlarla kucak açtık.
İslam ümmetin bu perişan haline acımak, Suriye’de, Rusya uçakların bombardımanında ölen, şehit olan, parçalanan insan cesetleri, evlerin başlarına yıkılan insanlar unutulmaz zalimlikler ortada. ağlamak , acımak hüzünlenmek insanlığımızın gereğidir. Ağlamayı ihmal etik gibime geliyor. Dünyaya daldık . Nefsimize makam ve şöhrete,kariyerimize ve enaniyetin esiri olduk. Bu kadar hak ihlalleri yaşarken , İslami şuur ve sorumluluğumuzu ifa edemedik.Neme lazım dedik.
Ümmet perişan, ümmet fakir, ümmetin içine fitne tohumu ekilmiş dünya zalim devlerin oyuncağı haline gelmiştir. Bunu neticesinde bu vahim durumlara düşmüştür. Asabiyet, ırkçılık gibi fitne ateşine düşürülmüştür. Bunun neticesinde ümmetin çocukları birbirine düşürüldü. Yakıyor, yıkıyor, birbirini öldürüyor. O acımasız fitne neticesinde çocuklar ağlıyor, ağlatılıyor.. Avrupalı, çocuklar hayatın en güzelliği yaşıyorken , ne yazık ki Ahmetler, Ömerler, Ali’ler kara toprağın bağrına düşüyorlar. Ağlıyorlar. Dünyayı Bu ümmete zindana çevirmişler . ABD ve Rusya bunu yapmakta. ‘’ böl, parçala, yut’’ politikası ile bu sinsi planları yapmışlar.
Bunun neticesinde maddi ve manevi büyük kayıplara sebep olmuştur. Bütün yaşanan bu kötülüklere karşı iyiliklerimizle değiştirebiliriz.Ağlayanın gözyaşına merhem olabiliriz.Bir zaman bu aziz millet mazlumların göz yaşlarını silerken bugün ne yazık ki , göz yaşı döken bir millet haline geldik. Bunu sorgulamamız lazım. Buna kafa yormamız lazım. Çözüm yollarını bulmamız lazım…
O halde, huzurumuz için, maddi ve manevi yönden gelişmeiz için,bu ümmetin çocuklarının göz yaşların olmaması için, güzel yarınlar hazırlama için, İslam’ı doğru okumak, doğru yaşamak ,çalışmak, üretmek, fitnelere alet olmamak lazım.