NEMO: Fransa’da başkan seçilenlere hediye edilen köpeğin adıdır. Her başkana seçildikten sonra sadakat timsali olarak bir köpek hediye edilir. Bu köpek sarayda istediği gibi davranır istediği yere tuvaletini bile yapar,Fransız kültürüne göre insanlardan daha değerli ve önemlidir.
Bodrum’da yıllarca görev yaptım. Tatilciler özenti olarak gelince bir köpek getirir gidince çoğu sokağa bırakılırdı, kış gelince Bodrum sokaklarında köpeklerden geçilmezdi. Hayvansever Lobilerden korktukları için buna kimse ses çıkarmazdı. Bodrum’da sokaklar önce köpekler ve köpekperestlerin sonra insanlarındı.
Bodrum’da nüfusun büyük bölümü emekli ve yaşlılardan oluşur. Genç nüfus sadece yazın tatile gelir gider. Genellikle yalnız yaşayan yaşlıların çoğu bir hayat arkadaşı olarak birer köpek sahiplenmişler, onun bakımı gezdirilmesi ile uğraşırlar. Veteriner ,pet shop masrafı derken bir köpeğin aylık masrafı asgari ücreti geçer… buna da çağdaş yaşam ve hayvanseverlik derler… yanı başlarında asgari ücretle çalışıp aile geçindiren emekçi insanlara da köpekleri kadar değer vermezler..
Tam bir NEMO kültürü…
Nihayet NEMO köpek kültürü Batman’ımıza da ulaştı.
Son günlerde insanların kalabalık olarak gezdiği caddelerde hatta mahalle aralarında şortlu adamlar ellerinde köpeklerle gezmeye başladılar. Yiyecek ekmeği olmayan binlerce insana ve asgari ücretli yüzbinlerce emekçiye nispet yapar gibi, zengin nemo özentisi insanlar türemeye başladı.
O insanlar; yani köpekseverler , anne babalarına gelince hiç zamanları yok. Toplumsal olaylara karşı duyarsızlar. Ama köpekler için her gün zamanları var . insanlardan yoksullardan 5 lira esirgeyen bu NEMO’CULAR köpeklere ayda bir asgari ücret harcarlar…
İnsanlarımızın özenti yüzünden geldiği nokta için gerçekten üzücü.
Bu hayvan sevgisi değil sadece GÖSTERİŞ! Sadece NEMOCULUK…
MESELE MERHAMETSE, MESELE SEVGİYSE; tüm canlılara gösterilmeli….
Geçenlerde Batman’da bir gazete yazarına resimlerle beraber başıboş sokak köpeklerini ve yarattıkları tehlikeyi yazdım. Verdiği cevapta “onları sevmeliyiz” diyor.
Söz ettiğim köpekler Tilmerç Toki’de otobüs duraklarını, yolları ve halkın dinlendiği tek park olan Mehmet Uzun parkını adeta işgal etmişler gazeteci arkadaş(!) “onları sevmeliyiz” diyor…
Konu hayvan sevgisi değil ki, insanların ve özellikle de çocukların can güvenliği. Belediye ve valilik sokaklarda insanlığın güvenliğini sağlamalı , sokak köpeklerini de barınaklara almalı.
Köpekseverler de istediği kadar köpeği evinde bahçesinde hatta isterse yatağında besleyebilir. Buna kimsenin sözü olmaz…
Geçen yıl Kayseri’de okula giden 14 yaşındaki Mehmet’i sokak köpekleri parçaladı. O annenin acısını bile köpeksever Lobiler yüzünden kimse paylaşmadı ve aile yalnız kaldı.
Ben Mehmet ve Mehmet gibi sokak köpekleri tarafından katledilen binlerce masum adına o hayvansever geçinen köpeksever Lobileri lanetliyorum.
Köpeklere çocuklarımızdan daha çok değer verdikleri için onları kınıyorum. O pis ve utanmaz yüzlerine tükürüyorum…
Sokaklar birkaç şımarık tane zengin kokoşun değil bizimdir… O kokoşların verdiği vergiyi biz de veriyoruz.
Sokakları çocuklarımız için güvenli ve yaşanabilir hale getirmesi için de ilgili tüm kurumlara çağrıda bulunuyorum.
Ayrıca Emniyet müdürlüğü de biliyor ki, bazıları Pitbull cinsi köpekleri şantaj amaçlı kullanıyor. Bu da işin vahim tarafı.
Özetle herkes köpeğinin sorumluluğunu almalı sokaklara bırakmamalı,
Belediye başıboş köpekleri hayvan barınağına almalı,
Halkı köpekleriyle rahatsız edenlere de kolluk güçleri yaptırımda bulunmalı.
Yaşanabilir bir kent için emek veren herkese teşekkürler.
İbrahim EROĞLU
EĞİTİMCİ/YAZAR