Öncelikle şunu belirtmeliyim ki AB, artık düşmanlığını gizlemiyor ve Türkiye’ye 3. Dünya ülkesi muamelesi yapıyor. Sanki İmparatorluk varisi Türkiye AB’nin sömürgesiymiş gibi bir tutum içine girdiler… oylamalar, silah ambargoları, tek yanlı raporlar, terör örgütlerine arka çıkmalar…
AB ve üye ülkeler aslında resmen teröre destek veren ülkeler olarak tescil edilmeli Lahey tarafından; zira Türkiye’ye silah ambargosuna hazırlanan AB ülkeleri, terör örgütlerine silah sağlamaya , siyasi destek vermeye devam ediyor… Dünyadaki tüm terör örgütlerini besleyerek daha çok sömürü peşinde olduklarını artık naklen yayınla anlatıyorlar…
Avrupa’yla ilişkilerimizin tarihsel olarak sorunlu olmadığını kimse iddia edemez.
Tarihsel bir geçmişi ve birikimi var ilişkilerin. Osmanlı veya Cumhuriyet fark etmedi. ilişkiler bu geçmişten hep etkilendi…
Özetle; yüzyıllar boyu Avrupa, Türkiye’nin merkezinde yer aldığı medeniyeti kendisinin tam zıttı olarak gördü. Ve Türkiye Avrupa’nın hep ötekileştirdiği ama çıkarları için de elinde tuttuğu bir ülke oldu. Zaten Batı Medeniyeti her yere sadece sömürü için gitti. Yakın tarihe bakın çok net göreceksiniz. İngilizler , Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar nereye gitmişlerse çalmışlar, yıkmışlar, sömürüp dönmüşler.. Fas, Tunus, Cezayir , Libya, Irak, Suriye, uzak doğu ülkeleri ve Afrika’nın tümü…
Türkiye’yi yıllarca sömürdüler, bir umut da verdiler sizi AB’ye alabiliriz 53 yıl önce asla yerine getirmeyecekleri bir söz verdiler. Şimdi sözümüzden vazgeçtik diyorlar. Bahaneleri de kendi kurdukları , besledikleri, kullandıkları terör örgütlerinin cinayet alanlarını daralttık. Bunun adına da demokratikleşme diyorlar. Tıpkı ABD’nin Irak’a getirdiği Demokratikleşme gibi…
Siyasi şovları bir kenara bırakırsak Avrupa, Türkiye’yi parantez içerisinde değerlendirme huyundan hiç vazgeçmedi. Son zamanlarda AB ile Türkiye arasındaki gerginliğin sebebi budur… Tayyip, Demokratik yaşam hepsi hikaye…
Amaçları demokrasi olsa darbeci FETÖ’yü beslemezlerdi. Ve yıllardır Avrupa’ya mülteci kabul edilmenin tek kuralı; Türkiye’ye düşman olmak… işte bu AB’den biz fayda umuyoruz…
Türkiye’nin AB standartlarını karşılaması, gelişmesi, büyümesi, refahının artması, demokratikleşmesi AB nezdinde bir ayrıntıdan ibaret. AB’nin herhangi bir kriterde Türkiye’nin yarı seviyesine ulaşamayacak ülkelere kucak açarken, Türkiye’ye soğuk ve hatta düşmanca davranması da bundan. Türkiye’ye denk ve egemen bir aktör olarak değil; terbiye edilecek, ders verilecek bir ülke gibi yaklaşılıyor. Söz konusu Türkiye olunca tüm idealler buharlaşıyor.
Avrupa bir krizde. Hem de derin bir krizde. Kuruluşta kâğıda döktükleri tüm idealler ayaklar altında. Önlerinde çözmeleri gereken derin ekonomik, sosyolojik ve siyasal sorunlar var. İliklerine işlemiş bir ırkçılıkları var. Dönemsel olarak yükselişe geçiyor ve siyasi arenayı domine ediyor. Bu dominasyon en son milyonlarca insanın canına mal olmuştu. Şimdilerde de aynı damar eski günlerine dönme planları yapıyor.
Avrupa bir gelişme ve demokratikleşme ideali olmaktan çoktan çıktı.
AB’nin mültecilere uyguladığı baskı ve göçmen politikası ortada. AB ülkeleri kendi vatandaşından kıstığı kocaman bütçelerle, ya da sömürdüğü ülkelerden çaldığı yer altı yer üstü kaynaklarıyla; tüm terör örgütlerini besliyor ve dünyayı terör cehennemine çeviriyor.
Avrupalı insanlar bir gün bunu görecek ve işte o zaman AB ülkeleri içten çökecek. Belki de 1789 yeniden yaşanacak Paris’te…
Mısır’da demokrasi düşmanı , katil Sisi’yi destekleyen AB, Türkiye’de demokratik seçimlerle seçilen siyasetçileri indirmek istiyor… Demokrasiyi sadece kendi insanına layık gören Anglo- Sakson Irkçı ve ötekileşirici faşist AB’nin bu tutumu; Bu tezat şeytanı bile güldürüyor ve biz de hala AB’den Demokrasi ithal etme derdindeyiz…
Ben AB kalsın diyorum zaten yakında kendi kendini yok edecek bir medeniyet…
Türkiye gibi genç nüfusu olan , gelişmeye açık, coğrafyası değerli ve zengin bir ülkenin AB’ye hiç ihtiyacı yok. Onların bize ihtiyaçları var. Ne zaman ki ötekileştirmeden, saygı duyarak ve eşit paylaşımı kabul ederek kapımızı çaldılar; o zaman tekrar iletişime geçilebilir…
Teşekkürler AB, sizi istemiyoruz orda kalın, birbirinizi yiyin. Beslemeleriniz de bir gün gelip sizden hesap sorabilir…
Koynunuzda beslediğiniz yılanlar bir gün sizi ısırabilir neden olmasın… Why Not?
İbrahim EROĞLU
Eğitimci/Yazar
[email protected]