Ramazan ve Sorumluluk Bilinci

Rahmet yağmurlarını sinesinde barındıran bir bulut hüzmesi misali, Ramazan’ı Şerif’in hilali dünyamızın üzerine bir kez daha doğmak üzereyken; âsumana çevrili ellerimize kalplerimizden şöyle bir münacat dökülüyor:

Ya İlahi! Kalplerimiz buruk bir sevinçle çarpıyor, gönüllerimizde hüzün ve mutluluğu aynı anda taşıyoruz.

Ya İlahi! Hüzünlüyüz zira; mahyalarla aydınlatılmış mabetlerimizden firaka düşmüş olarak Rahmet ayını karşılıyoruz.

Ya İlahi! Mahzunuz, iftar sofralarımızda eş-dost, akraba, komşu, garip-gureba tüm yarenlerimizden ırağa düştük.

Ya İlahi! Kederliyiz, huzurunda omuz omuza saf tuttuğumuz tekbir ve salavatlarla divanına durup camide cemaatle kıldığımız teravih namazlarımızı başka Ramazanlara erteledik.

Ancak biliyoruz ki; her kışın bağrında baharın filizlerini saklayan Yüce Yaradan, cehaletin kararttığı Mekke ufkunda Kutlu Nebi’nin göğsünde taşıttığı ilahi mesajla dünya semasını kuşattığı gibi, Rahmet ayı da, sabredip Allah’ın nusretinden ümidini kesmeyen, Allah’ın azabından hakkıyla korkan, O’nun emirlerine karşı gelmekten sakınan, rahmetine güvenip gerektiği gibi kulluk eden kimseler için nice muştular taşıyor. O kimseler ki; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman eder, namazı kılar ve kendilerine verilen mallardan Allah yolunda harcarlar. Yine Onlar; “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamım da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” diyerek dua ve niyazlarda bulunurlar.

COVİD 19 Virüsünün dünyamızda salgına dönüştüğü şu günlerde çoğumuz işlerimize, okullarımıza, mabetlerimize gidemiyor, asli ihtiyaçlarımız haricinde dışarıya çıkmamamız gerektiğini biliyor, bunun özlemini kalplerimizde derinden duyumsuyor ve bazen tahammül sınırlarımızı zorluyoruz. Hele ki Ramazan’ı Şerif’in gelişini her yıl büyük bir sevinç ve çoşku ile karşılayan Müslüman alemi için, bulunduğumuz bu hal boyunlarımızı büküyor.

Her yıl Rahmet ayını vesile ederek, “OKU!” emri ilahisi ile karanlıkları aydınlatan, katılaşmış kalpleri yumuşatan, inananlar için hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim’in ilahi mesajını hayatımızda bir kez daha güncelleyip, ahitlerimizi gözden geçirme imkanı bulduğumuzu unutmayalım.

Şerdeki hayra sığınıp, Peygamber (sav)’ın zaman zaman Hira’ya çekilip ibadet, tefekkür ve teslimiyetle Alemlerin yaratıcısına sığındığı gibi, Covid 19 Koronavirüs salgını dolayısıyla bizler de hanelerimize çekilerek, Yüce Rabbimizin ilahi mesajını ailelerimizle beraber bir kez daha hatırlayıp, başta Yaratıcımıza verdiğimiz kulluk sözü olmak üzere bütün ahitlerimizi gözden geçirelim.

Rabbimizin, canlarımızı, mallarımızı, evlad-ü iyalimizi ve sayamayacağımız kadar çok olan bunca nimeti tayin edilmiş bir vakte kadar bize emanet ettiğini ve sorumluluk bilinci içerisinde hareket etmenin emanete riayetin en kamil şekli olduğunu idrak edelim.

Unutmayalım ki, insanın sorumluluk halkası ailesine, anne ve babasına, içinde yaşadığı topluma ve yeryüzünü kendileriyle paylaştığı diğer canlılar ve bütün bir kainat ile tamamlanır.

Karşılayacağımız Ramazan ayı itibari ile, karşılığı Rabbimizin katında olan ve koruyucu bir kalkan hükmünde görülen Oruç ibadetini yerine getirirken; içinde bulunduğumuz hassas süreç boyunca sofralarımıza fazladan bir tabak koyamasak da, mahzun ve mazlum kalmış nice hanelerin sofrasını donatıp, yetimlerin yüzlerine tebessüm bırakmayı ihmal etmeyelim.

Ey Allah’ım! Sağlığın hastalığa çevrilmesinden, birden bire gelip çatacak azabından ve bütün gazabından sana sığınırız.

Ey Allah’ım! Bizi hidayetine ulaştır! Geçmiş ve geleceğimizi bağışla… Amiin…

Turgut ERHAN

Batman İl Müftüsü