edilmezse vücudun başka bölgelerine yayılmaktadır. Kanser sadece memede iken fark edilip tedavi edilirse şifa şansı (kanserden tamamen kurtulma) oldukça yüksek olup hastaların neredeyse tamamı meme kanseri olmayan kadınlar gibi yaşamına devam edebilmektedir. Ancak vücuda yayılmaya başladıktan sonra şifa şansı maalesef düşük olmaktadır.
ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
Meme kanserini erken evrede yakalamanın iki altın kuralı vardır. Birincisi herhangi bir belirti hissedildiği an geç kalmadan doktora başvurmak. İkincisi ve daha da önemli olanı henüz herhangi bir bulgu vermeden tarama yöntemleriyle tanı koymak. Meme kanserinin belirtileri; memenin boyutunda veya şeklinde herhangi bir değişiklik olması, memenin herhangi bir bölgesinde ağrı, anne sütü dışında meme başı akıntısı (kan dahil), memede veya koltuk altında yeni bir yumru/kitle olması. Bu belirtilerden herhangi birinin fark edilmesi halinde vakit kaybetmeden doktora başvurmak önemlidir. Erken teşhis koymanın en önemli adımı ise belirti olmadan tarama yöntemleriyle tanı konmasıdır. Bununla ilgili tüm dünyada kabul görmüş ve Sağlık Bakanlığımızca da önerilen bazı metotlar vardır. Meme kanseri erken tanısında önemli bir tarama ve tanı yöntemidir.
HER AY MUAYENE YAPTIRIN
Kadının evinde tek başına rahatlıkla her an uygulayabileceği bir muayene yöntemidir. 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi yapmayı öneriyoruz. 40-69 yaş arası kadınlar ayda bir kendi kendine meme muayenesine ek olarak yılda bir kez de doktora meme muayenesi için gitmelidir. 40-69 yaş aralığında; yakınması olmayan tüm kadınlara 2 yılda bir mamografi taraması önerilir. Meme kanseri taramaları Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) bünyesindeki Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri [KETEM] tarafından yürütülmektedir. Kim olursanız olun veya nerede yaşarsanız yaşayın meme kanseri hayatınıza dokunabilir. Sevdiklerinizle birlikte daha uzun ve sağlıklı bir yaşam için meme kanserinin farkında olun ve geç kalmayın.”