Sağlık alanı çok tehlikeli iş alanları kapsamındadır. Ayrıca sağlık hizmeti bir bütündür ve ekip işidir. 4B’li - süresiz sözleşmeli- çalışanlar da aynı riskle, aynı ortamda çalışıp, aynı işi yapmaktadır. Hizmete gelince kadrolu-kadrosuz aynı şartlarda hizmet üretirken haklar söz konusu olduğunda ise eşitsizlikler devreye girmektedir. Sağlık alanındahâlihazırdaon binlerce 4B’li sağlık emekçisi bulunmaktadır. Süresiz sözleşmeliler, birçok haktan yararlanamadan, tayin hakları olmadan, ailelerinde uzak, güvencesiz - baskı altında çalışmaktadır.
Üstelik uzun süredir sağlık alanında yapılan bütün atamalar kadrosuz yapılmakta, pandemi süresince sağlık emekçilerine duyulan ihtiyacın daha da artması üzerine yapılan ek atamalar bile kadrosuz, güvencesiz, sözleşmeli yapılmaktadır. Sağlık alanında temel istihdam biçimi güvencesizlik olmuş durumdadır.
4B statüsünde çalışanların iş güvencesi bulunmamaktadır. 4B’liler kadrolu değildir, sözleşmeleriher yıl yenilenmektedir, dolayısıyla bu durum emekçiler arasında sözleşmem yenilenecek mi baskısını yaratmakta, bu baskı yöneticiler eliyle de beslenmektedir.
Yine 4B statüsünde çalışanların işten çıkarılma prosedürleri ve gerekçeleri 4A’ya göre farklıdır.
Siyasi iktidar her gün ailenin önemi hakkında nutuklar atarken 4B’liler ailelerinden uzakta çalışmaya zorlanmakta, aile bütünlüğünü sağlayamamaktadır. Eş durumu atamaları çok istisnai koşullarda sağlanmaktadır, öyle ki yok denecek durumdadır.
Yine sağlık alanında hizmet üretenlere tanınan eğitim hakkı tayinlerinden 4B’li çalışanlar yararlanamamakta, eğitim gibi temel bir haktan mahrum bırakılmaktadır. Kurum içi sınavla görevde yükselme ve unvan değişikliği yapmaları mümkün değildir.