"Bu krizin üstesinden gelebilmek için daha çok fedakarlık yapmamız gereken bir döneme girdik. Rehavete kapılmayacağız çünkü karşımızdaki tehdit çok ciddidir. Paniğe kapılmayacağız çünkü bu tehdide karşı sağlam bir mücadele yürütüyoruz. Vatandaşlarımızın bu hastalığın yol açabileceği vahi sonuçların farkında olduğuna inanıyorum. Her kesimi kapsayan istihdamın korunmasını merkeze alan ekonomik tedbirleri hayata geçirdik, geçiriyoruz. "Bu kapsamda ilk etapta 100 milyar liralık bir paket hazırladık. İşsizlik fonunu güçlendirerek çalışanlarımızı ve ilave kaynakla kredi garanti fonunu güçlendirerek esnaf ve zanaatkarımızı destekliyoruz. İstihdamı korumak amacıyla kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştırdık. Aynı amaçla telafi çalışma süresini azalttık. 2 milyon dar gelirli aileye biner lira nakit desteği veriyoruz. "Bu ülkede hiç kimsenin aç kalmasına da, açıkta kalmasına da müsaade etmeyiz. Çocuklarımıza nasıl gözümüz gibi bakıyorsak, büyüklerimize de aynı ihtimamı göstereceğiz. tüm bu tedbirleri uygulaığımızda en kısa sürede bu meselenin üstesinden gelebileceğimizi görüyoruz. Hep birlikte kurallara uyalım, ikazlara kulak verelim. "Türkiye salgın dönemine en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır. Son 17 yılda ekonomisini ve altyapısını güçlendiren Türkiye, pek çok konuda kendi kendine yeterli olmanın avantajlarını yaşıyor. İlk çıktığı günlerden itibaren süreci ciddiyetle takip edip tedbirlerimizi alarak avantaj kazandık. İlaç ve gıda konusunda hiçbir sıkıntımız yoktur, üretin ve tedarik zincirleri aksaksız çalışıyor. Maske, eldiven gibi ürenleri kendimiz üretebildiğimiz için sorun yaşamıyoruz. Stokçuluk yapanlar, var bunlara aldanmayın. Bütün güvenlik güçleriyle sırtlarındayız. "Dünyanın nüfusuna göre en çok yoğun bakım yatağına sahip ülkesiyiz. Gerektiğinde yurt dışından mal tedariği de gerektiğinde yapıyoruz. Hızlı tanı kitlerini devreye sokarak test sayılarını artırdık. Testler kesinlikle ücretsizdir. Tedaviye yönelik ilacın ilk kısmı elimize ulaştı, kullanmaya başladık. Hem vatandaşlarımızın, hem sağlık personelimizin teşhis ve tedaviyle ilgili tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kurumlarımız seferberlik ruhuyla çalışıyor. "Kabine toplantımızı her hafta pazartesi telekonferansla gerçekleştireceğiz. Tüm çalışmalarımızı şeffaf bir şekilde yürütüyoruz. Bakanlarımız gelişmeleri an be an milletimizle paylaşıyor. Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri doğrultusunda ilave tedbirler oluyoruz. Tedbirlerin ne kadar süreceği halkımızın kararlılığına göre değişecektir. Kamu düzeninin korunması, sağlık sisteminin etkin işletilmesi, tedarik zincirinin ayakta tutulması, sosyal mesafe ve izolasyonu gözetiyoruz. Tüm alanlarda aldığımız tedbirlerin gerisinde hep bu amaçlar vardı. "Bugün Bilim Kurulu'muzun tavsiyeleri doğrultusunda aldığımız yeni tedbir paketini hayata geçirmeyi kararlaştırdık. Hepsi de milletimizin sağlığı, huzuru, güvenliği ve geleceği için uygulanacak tedbirleri ifade etmek istiyorum. "1- Şehirlerarası seyahatler valilik iznine bağlanmıştır. 2- Özel sektörde de minimum personelle esnek çalışma sistemine geçilecektir. 3- Toplu taşıma araçlarında seyrek oturma düzeni uygulanacaktır. 4- Ören yerleri gibi alanlar hafta sonu kapalı olaca, hafta içi de toplu olarak bulunulamayacaktır. 5- Askerlerimiz 14 gün karantina kuralına uygun şekilde celp ve terhis uygulamasına tabi tutulacaktır. 6- Yurt dışı uçuşlar tamamen sona erdirilmiştir. 7- Valilerimizin başlandığında pandemi kurulu oluşturularak alınan tedbirlerin takibi yapılacak, gerektiğinde ilave tedbirler kararlaştırılacaktır. Tedbirlerin başta İstanbul, Ankara, Kocaeli gibi illerimizde olmak üzere 30 büyükşehirimizin tamamında titizlikle uygulanması kararı hayata geçirilmiştir. "Ev ve işyeri dahil her ortamda sosyal mesafeye dikkat ederek, alışveriş dışında sokağa çıkmayarak tedbirleri artırmamız şarttır. "Bu tedbirlerin daha ileri noktalara ulaşmak istemiyorsak gönüllü karantina şartlarına uymalıyız. Yani evimizden çıkmayacağız. Kurallara uyduğumuzda nasıl başarıya ulaşacağımızın örnekleri mevcut. Şu an ABD'nin geldiği durum ortada. Öyleyse bizler Türkiye olarak şu anda bulunduğumuz konumu olumsuz bir neticeye taşımamamız gerekir. Bu süreci en kısa sürede ve en az hasarla atlattığımızda önümüzde aydınlık bir gelecek bizi bekliyor. Rehavete ve paniğe katılmadan dikkatle ve sabırla atacağımız her adım bizi bu tehditten uzaklaştıracaktır. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için evde kalalım, tedbirleri uygulayalım, bilim insanlarımızın tavsiyelerine kulak verelim. Ve şunu unutmayalım "Yarın elbet bizim, elbet bizimdir, gün doğmuş gün batmış, ebed bizimdir".