Lütfen bekleyin..
. Toplumsal barışın topraktan geldiğine inanıyoruz. O nedenle çölleşmeye karşı toplumsal bir bilincin oluşmasına gayret gösteriyoruz" dedi.
"KARAR VERİCİLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ"
Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, çölleşmeyle mücadelenin önemine dikkat çeken yazılı açıklama yaptı. Başkan Hasan Argünağa imzasıyla yapılan yazılı açıklamada; "2001 yılından beri Batman’da etkin şekilde çevre ve doğa mücadelesi veren ve daha yaşanabilir bir Batman için çabalayan derneğimiz, çölleşmeyi, yoksulluğun nedenleri ve sonuçları açısından önemli bir faktör olarak değerlendirmekteyiz. Çölleşme ülkemizi, aslında hepimizi doğrudan ilgilendiren ve maruz kaldığımız çok önemli bir tehdittir. Toprakları çölleşen bir ülkenin temel sorunları açlık, susuzluk, işsizlik ve iç göç, işsizlik, gelir dağılımdaki adaletsizlik çarpık kentleşme, çevre kirliliği, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve tahribidir. Bu nedenle hep birlikte geleceğimize sahip çıkmamız, toprağımızı korumamız gerekmektedir. Bilim insanları; ‘Çölleşme, kuraklık, toprak erozyonu ve çoraklaşma gibi arazi bozulum faaliyetleri sonucunda dünyada yaklaşık 1,2 milyar insanın yaşamını doğrudan veya dolaylı olarak etkilediğine’ dikkat çekmekte, sağlıklı yaşamın, sağlıklı topraklarda mümkün olabileceğini vurgulamaktadırlar. Bilim insanlarının bu görüşlerine katılıyoruz" görüşü savunuldu. Argünağa, şöyle devam etti: "Verimli topraklar yapılaşmadan korunmalı, konut, sanayi ve turizm amaçlı yatırımlar için kullanılmamalıdır. Organik tarım gibi toprak ekosistemine uygun uygulamalar teşvik edilmeli, toprağın yapısını bozacak, verimini azaltacak ve çevre kirliliğine neden olacak uygulamaların önüne geçilmelidir. Karar vericileri, gıda güvenliğinin sağlanması ve gelecek nesillere üretken toprakları bırakabilmek için politika geliştirmeye ve somut adımlar atmaya davet ediyoruz."
"SU VE TOPRAK KORUNMALIDIR"
Dernek Başkanı Hasan Argünağa, toplumsal barışın topraktan geldiğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Batman Çevre Gönüllüleri Derneği olarak; Batman kırsalındaki ormanlarımızın korunması, yasal gençleştirme yalanlarıyla kıyıma zemin hazırlanmaması, olası yangınlara karşı etkin tedbirlerin alınması çağrısında bulunuyoruz. Bölgemizde hatalı tarım sulamasından kaynaklı olarak yaşanan erozyonda en verimli toprağımızı kaybediyoruz. Toplumun çevre konusuna yeterince duyarlılık göstermemesi nedeniyle aşırı ve bilinçsiz su tüketimi olmakta, hatalı sulama ve yanlış tarım uygulamaları nedeniyle de su kaynaklarımızı hızla tüketmekteyiz. Çölleşme geleceğimizi tehdit ediyor. Su kaynaklarımızı koruyalım ve topraklarımızı verimli kullanalım. Birinci sınıf tarım arazilerimizin amacı dışında kullanılmasına izin vermeyelim. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, toprak yaşamın vazgeçilmezidir diyoruz. Toprakları çölleşen bir ülkeyi bekleyen en önemli ve kaçınılmaz tehlike; işsizlik, yoksulluk, susuzluk, açlık ve göçtür. Gelecek nesillere, çocuklarımıza çölleşmiş bir ülke bırakmak istemiyorsak, toplum olarak çölleşmeye karşı verilen mücadelede yerimizi almalıyız. 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü vesilesiyle herkesi duyarlı olmaya, parayla asla satın alınamayacak toprağa sahip çıkmaya davet ediyoruz."
