Bu vahşete teslim olunmaması için en başta Filistin halkının haklı ve meşru direnişinin arkasında durmak onun meşru davasına sahip çıkmak gerekir. Ancak bu sahip çıkma sadece öfkeyi sloganlarla dışa yansıtmaktan ve gösterilerden ibaret olmamalı. Filistin halkının mücadelesinin haklılığını ortaya koymak amacıyla düzenlenen gösterileri önemli görmekle birlikte buna Filistin direnişinin bileğini güçlendirecek birtakım faaliyetlerle de destek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için en başta Gazze halkına on iki yıldan beri uygulanan ablukanın etkisiz hale getirilmesi için önemli adımlar atılması gerekmektedir. Bu ablukanın sürdürülebilmesinin en önemli sebeplerinden biri de İslâm coğrafyasının bir parçası olan Mısır’ın ablukanın bekçiliğini yaparak Rafah sınır kapısını kapalı tutmasıdır. Bu kapının açılması durumunda abluka büyük ölçüde etkisini kaybedecektir. Gazze’de siyonist zulmün mağdur ettiği yaralılara, evleri yıkılanlara, arazileri tahrip edilenlere yardım ulaştırılması için de bu kapının açılması önemli rol oynayacaktır. İslâm âleminin ve Müslüman toplumların gerçekleştireceği ittifak ve güç birliği Mısır’ı bu kapıyı açmaya zorlayacaktır.
Diğer yandan Siyonist işgal rejimini vahşi tutumundan geri adım atmaya zorlayacak adımlar atılması İsrail ile yapılmış, askeri olanlar başta olmak üzere, bütün anlaşmaların iptal edilmesi, halkımızın da yapılacak gösterilere katılarak destek vermesi, yahudi/israil mallarını boykot etmesi ve ezilen Filistin halkının yaralarının sarılması için insanî yardımların artırılması gerekir. Filistin halkı dünyada yalnız değildir, Müslüman kardeşleri kendileriyle birliktedirler.” Denildi.