“Bizim aslında düştüğümüz durum budur ve içinden kurtulmamıza vesile olacak mesaj da içindedir. Bizim bu sarhoşluk hâlinden, kan sarhoşluğu hâlinden bir an önce uyanmamız gerekiyor. Zaten biz uyanmadığımız için on binlerce kilometre öteden beyaz adam gelip Kudüs'ü işgal edebiliyor, gelip Kudüs'ü bizden almaya çalışıyor, Müslümanlardan, Filistinlilerden. Sadece Müslümanlardan, Filistinlilerden de değil, orada Hristiyanlar da yaşıyor, Yahudiler de yaşıyor, farklı etnik dil, mezhepler de yaşıyor. Bizim bu birbirimize düşme hâlimizi fırsat bilen emperyalist, siyonist, kapitalist güçler istediği şekilde aslında bizi oynatıyor, bizi maalesef istemimizin dışında yönetiyor.
İslam ülkeleri teşkilatına gelince: Birincisi, Doğu Kudüs kararı yetersizdir. Biz "doğu" ya da "batı" diye ayırt etmiyoruz; Kudüs bir bütündür, Kudüs bir bütün olarak vahyin merkezidir, bütün dinlerin kutsal mekânıdır. Oranın özerk ve özgür bir şekilde yönetilmesi gerekiyor ama İsrail devletinin boyunduruğunda ya da Amerika'nın boyunduruğunda değil tabii ki. Çünkü sadece Kur'an'da ismi geçen 25 peygamberden 12 peygamber Filistin'de tebliğini yapmıştır. Dolayısıyla orada, birçok peygamberin ümmeti vardır, halkı vardır. Hepsinin eşit, adil, özgür bir şekilde yaşayabileceği bir ortam tesis edilmelidir ve bu model, bütün Orta Doğu'ya, bütün dünyaya da ilham olmalıdır, örnek teşkil etmelidir.”