Bu dönemde meraklı olması nedeniyle besinlerle oyun oynayıp onları avuçlayıp sonra yerlere atmayı da çok severler. Anneler bunu kirlilik olarak görse de çocuğun gelişimi için gerekli olan bu davranış, desteklenmelidir. 1. yıldan itibaren bebeklerde iştahta seçicilik başlar. Bazı besinleri şiddetle severken, bazılarından ise nefret ederler. Bu seçimlere saygı gösterilmeli. İlkinde reddedilen bir besin, birkaç gün ya da hafta sonra yeniden denendiğinde kabul edilebilir. Ama çocuk, ısrarla almak istemiyorsa bu besinin formu değiştirilmelidir. Yani peynir sevmeyen bir çocuk, yoğurt, ayran sevebilir” dedi.
ÇOCUĞU YEMEĞE ZORLAMAK, ONU ASİ VE STRESLİ YAPAR
İkinci yılında, büyüme hızındaki yavaşlamaya paralel olarak bebeğin besin alma isteğinin de azaldığını belirten Dr. Akıl “Bu yaşta çocuklar asidir, yeme reddi, seçicilik gibi sorunlar doğaldır. Onu zorlamak, yarar sağlamaz. Beslenme sorunlarında genellikle aile, zorlayıcı olur. Bu da çocuğun stres dolu olmasına neden olur. Yeme davranışını olumsuz etkileyebilecek diğer noktalar ise yemek sofrasında çok fazla karıştırıcı uyaran olması, yemeğin süresinin hem çocuk hem aile için yeterli olmaması, aile üyelerinden birinin yemek seçmesi, yemeğin tadı ve sunumunun yeterince iyi olmaması da olabilir. Yemek masası mutlu ve karşılıklı konuşmaların olduğu sosyal bir ortam olmalıdır. Çocuğun oturduğu sandalye, rahat ve masaya uygun yükseklikte olmalı. Çocuğun iştahına saygı gösterilmeli. Daha fazla yemesi konusunda ikna edilmeye çalışılmamalıdır. İkinci yaşın sonunda bebekler kendi kendilerini besleyebilirler. Çocuğun öğünleri ailenin öğünlerinden farklı olmamalı, çocuğa özel diğer aile bireylerinden ayrı yemek seçenekleri sunulmamalıdır” dedi. (Medicalpark Basın)