Lütfen bekleyin..
Mahallesi Millet Bahçesi’nde yoğun katılımın olduğu programa, HÜDA
PAR Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Yanaç ve il teşkilatı da hazır bulundu.
Halkın yoğun katılım ilgi gösterdiği programda Ramanlı, hiçbir provokasyona mahal
vermeden samimiyetle, dürüstlükle ve fedakârca yollarına emin adımlarla devam
edeceklerini söyledi.
"O kötü görüntüler maalesef o kötü siyasetin ve o kötü siyasetçilerin birer neticesidir"
Trabzon'da parti satanlarına yapılan mefhum saldırıları kınayan Ramanlı, "Bugün Trabzon'da
ortaya konulan o kötü görüntüler maalesef o kötü siyasetin ve o kötü siyasetçilerin birer
neticesidir.
Bizler HÜDA PAR olarak veya diğer bütün patiler olarak; ülkenin kuzeyinde de
güneyinde de doğusunda da batısında da ve tam ortasında da siyaset yapmaya hakkımız
var. Hiç kimse bizi ne bir ile ne bir bölgeye ve de ne bir kesime hapsede bilir. Herkesin her
yerde siyaset yapma hakkı varsa en fazla bizim bu siyaseti yapmaya hakkımız vardır."
"Bu millet artık o tuzaklarınıza düşecek millet değildir"
Tek parti döneminden itibaren bu millete yaşatılan o mefhum hadiseleri bir daha
yaşatmayacaklarını belirten Ramanlı, "Sesimizi kesmek için gecesini gündüzüne katanlar,
bizleri toplumun gözünden düşürmeye çalışanlar, bizlerin bu millete ve bu memlekete ne
kadar sevdalı birer insan olduğumuzu gizlemeye çalışanlar, emellerinize ulaşamayacaksınız.
Bu ülkede tek parti döneminden itibaren bizlere yaşatılan o mefhum hadiseleri bir daha
yaşatmayacağız. Ey kötü siyasetin temsilcileri, ey siyaseti kötülük üzerinde inşa edenler;
amacınıza ulaşamayacaksınız. Milleti bir birine düşürmeye çalışıyorsunuz ama bu millet artık
o tuzaklarınıza düşecek millet değildir." ifadelerini kullandı.
"Yolumuza emin adımlarla ahdedip devam edeceğiz"
Samimiyetle, dürüstlükle ve fedakârca yollarına emin adımlarla devam edeceklerini ifade
eden Ramanlı konuşmasının sonunda şunları söyledi.
"Aslan artık uyandı ve devi uyandırdınız. Bir daha o devi uyutamayacaksınız. 100 yıl önce
bizleri işgal eden emperyalist batının bütün temsilcilerini tüfekle, taşla ve sopayla bu
memleketten kovduk. İşgali bitirdikten sonra birileri maalesef zihinlerimizi işgal etmek için
onların bütün kanunlarını, kurallarını ve yaşam tarzını bizlere dayatmak istediler. 10'larca yıl
bu milletin inancına, örfüne, geleneğine ve farklı yapısına aykırı bir sürü icraatta bulundular.
Ezanımızı yasakladılar mı? Evet, camilerimizi kapattılar mı? Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesini
yasakladılar mı? Evet, inancımızın gereği olan örtümüze el uzattılar mı? Evet, dilimizi
yasakladılar mı? Evet, varlığımızı inkâr ettiler mi? Evet, bizi asimile etmeye uğraştılar mı?
Evet, Peki, başardılar mı? Hayır. Samimiyetle dürüstlükle ve fedakârca yolumuza emin
adımlarla ahdedip devam edeceğiz."
