Son dönemde kentimiz sınırları içerisinde bulunan Kozluk Garzan Barajı havzası çevresinde bulunan Batman en önemli ormanlık alanının odun tüccarlarının hedefinde olduğu bilgisi üzerine dernek yöneticileri olarak söz konusu alanda bir gözlem yaptık.
Derneğimizin yönetim kurulu üyeleri olarak, saatlerce uçurumlu yollardan geçerek, barja göletinde sal üzerinden çok zorlu bir yolculuk sonrasında ancak ulaşabildik.
Flora ve faunasındaki inanılmaz biyoçeşitlilik ve çok sayıda türü barındırması’ nedeni ile kentimizin ‘yağmur ormanları’ özelliğini taşıyan Kozluk-Mutki-Baykan sınırındaki ormanlık alan ile ilgili hazırladığımız gözlem raporunu kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Ayrıca söz konusu ormanımız ile ilgili hazırladığımız gözlem raporunun ilgililerce dikkate alınması çağrısında bulunuyoruz.
ORMANLARIN KORUNMASI YASAL VE TABİİ BİR GÖREVDİR
‘Günümüzde Dünya ülkelerinin pek çoğu gibi ülkemiz de yeşil alanların betonlaştırılması, yangın , tarım arazisine dönüştürme ve odun tüccarları tarafından yok edilmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Yapılan araştırmalara göre; ormanların yok olması ile birlikte Dünyada her yıl yaklaşık olarak ortalama 24 milyar ton toprak erozyonla kaybedilmektedir.
Dünyada erozyon sebebiyle 110 ülke çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan hesaplamalarla, Dünyada çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Genel olarak akarsuların denizlere, göllere ve barajlara taşıdığı toprak miktarı; yörenin iklimi, bitki örtüsü, arazi şekli, toprak yapısı, zirai sistemi ve erozyon tedbirlerinin alınıp alınmaması gibi etkenlere göre değişiklik göstermektedir. Sık ve bol bitki örtüsünün, özellikle de ormanların, toprak erozyonunu önlemede ne derece önemli ve tesirli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Ormanların, toprak erozyonunu azaltıcı, hatta tamamen engelleyici etkisi vardır. Ormanlar ayrıca toprak özelliklerini iyileştirmekte ve rüzgâr hızını azaltarak erozyonu önlemektedir. Ormanlardan faydalanırken sürdürülebilirlik ilkesi ve koruma kullanma dengesi gözetilmedir.
Bitki, toprak ve su arasındaki tabii dengenin bozulmasına yol açan yanlış insan müdahaleleri olduğundan, bu olumsuz faaliyetlerin durdurulmasına yönelik tedbirler alınmalıdır.
Anayasanın 44 ve 169. maddesi ile erozyona karşı tedbirlerin alınması ve ormanların korunması yasal güvence altına alınmıştır.(Kaynak: www.ogm.gov.tr)
Ormanların korunması ve erozyonun önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması hukuk yasa gereğidir. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2017 yılı Erozyonla Mücadele Eylem Planı’nın yasal dayanakları kamuoyuna duyurulmuştur:
TESPİT VE ÖNERİLERİMİZ
Mevcut alanda yaşayan yöre halkının bizleri konu ile ilgili bilgilendirip, göreve davet etmeleri üzerine durumdan haberdar olduk, bölgede inceleme ve gözlemlerde bulunduk. Tümü ile Doğal alanların korunması bilinci ile meseleye yaklaşımımız neticesinde tespit ve önerilerimiz şunlardır;
1-Kozluk ilçesi ile Mutki sınırları arasında yer alan yaklaşık 5 bin hektarlık ormanlık alan biyolojik çeşitlilik açısından Batmanın en önemli doğal ve yeşil alanıdır.
2-Söz konusu yeşil alanın korunması hem şehrimizin menfaatleri, hem de yerel halkın sosyo-ekonomik açıdan hayatı önem arz etmektedir.
3- Bu alanda nesli tükenmekte olan bitki ve canlılar mevcut olduğundan alanın doğal sit alanı ilan edilip ve “muhafaza ormanı “alanına dahil edilmesi için ilgili kurumların harekete geçmesi gerekmektedir.
4- Batman sınırları içerisinde bulunan ve korunması gerektiğine inandığımız alanlar, flora ve faunasındaki inanılmaz biyoçeşitlilik ve çok sayıda türü barındıran yağmur ormanları özeliğine sahiptir.
5- Ormanlık alanın eğiminin %70 olması ve baraj havzasında yer alınmasından dolayı yasal olarak hiçbir gerekçe ile ağaç kesimine izin verilmemesi gerekir.
6- Hele, hele bu ormanlık alan yenilenme ve gençleştirme adı altında kesinlikle müteahhitlerin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Ayrıca yörede kaçak kesimler yapılıp, bu alanda korsan bir şekilde yollar açıldığı yönünde iddialara yetkililerin açıklık getirmesi gerekmektedir.
7-Yüz yıllardır bu ormanlık alanı sahiplenen yerel halkın koruması altındaki yeşil alanların statüsü değiştirilerek ticari bir anlayışla yönetilmemelidir.