maalesef haklı çıktık. Hizmeti üretenlerin ve halkın temsilcilerinin içinde yer olmadığı bir programın başarı şansı olmadığını söyledik. Kapitalist üretim-tüketim ilişkilerine indirgenen sağlık ve sosyal hizmetlerde başarı olmaz dedik. COVID-19 pandemisi ile kapitalist sağlık sistemlerinin tümünün çöktüğünü, nasıl aciz kaldığını tüm dünyada gördük. Devrim gibi anlatılan bu projelerin Türkiye’de de nasıl çöktüğüne hep birlikte şahit olduk. Niçin alanlarda olduğumuzu daha iyi anlatmak için sadece sağlık iş kolumuzda mevcut duruma bakmamız yeterli olacaktır.
Kısa vadede acil taleplerimiz var. Bunlar; Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için döner sermaye performans uygulamalarının kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi, 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200 ek gösterge verilmesi, Covid-19’un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması ve Yıpranma payı Bu gün alanlardayız. Taleplerimiz hayata geçinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Tekrar haykırıyoruz; kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”