Üniversiteyi kazanmasına sevinemeyip, nasıl ve hangi koşullarda öğrenim göreceği kaygısına sürüklenen öğrenciler ve çocuklarının üniversiteyi bitirebilmesi için tüm ekonomik gücünü seferber etmek zorunda kalan aileler ağır, belirsiz ve sancılı bir süreçle karşı karşıya. Öğrencilerin kamusal, parasız ve nitelikli bir yükseköğretim hizmetinden yararlanma talebi, içinden geçtiğimiz salgın koşullarında hayati önemini daha da arttırdı. Öğrenciler, yetersiz ve niteliği düşük devlet yurtları nedeniyle, tarikat ve cemaat yurtlarına fiilen yönlendirilmekte ya da yüksek yurt ücretleri, yanına dahi yaklaşılamayan kira tutarları baskısı altında yükseköğretim görmeye çalışmaktalar.”