yaptığı açıklamada, yargının kurucu makamlarından savunma makamı ve avukatlık mesleğine dönük tehdit ve saldırılara karşı mücadele kararlılığı göstermek amacıyla bu açıklamayı yapmak zorunda kalındığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi; “Bilinmelidir ki, adil yargılanma hakkının gerçekleşebilmesi için öncelikle hak arama özgürlüğünün gerçek bir özgürlük olarak kullanılması gerekir. Hukuki dinlenilme hakkının tanınması, şüpheli-sanık hakkındaki tüm delilleri görebilmesi ve delillere karşı sözünü söyleme hakkının bulunması, savunması için delil sunabilmesi, bu delillerin de toplanması zorunludur. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; avukatlık mesleği savunma hakkının, adil yargılanma hakkının ve hak arama özgürlüğünün teminatıdır.
Savunma makamının yani avukatların özgür ve etkili olamadığı bir toplumda hiç kimsenin özgürlüğü garanti altında değildir. Hiçbir kişi veya kurum savunma görevini yapan avukatı görevini yapmaktan alıkoyamaz, engelleyemez, avukata fiziki saldırı ve hakarette bulunamaz. Avukatların mesleki faaliyetlerinin engellenmesi, duruşma salonundan fiziki saldırı ve hakaretlere maruz bırakılarak çıkartılmaları gibi kabul edilemez tutum ve anlayışlara karşı mücadelede etme konusundaki kararlığımızı bir kez daha tüm kamuoyuna duyurmaktayız. Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’nın ve olayda yer alan kolluk görevlilerinin ivedilikle görevden uzaklaştırılmaları ve haklarında gerekli adli ve idari soruşturmanın başlatılması gerektiğini kamuoyu ve ilgililerin bilgisine sunarız.”