Her yıl Diyanet İşleri Başkanlığımız, Ramazan ayında bireysel ve toplumsal hayatımıza ışık tutan bir temayı kamuoyunun gündemine taşıyarak toplumsal bir duyarlılık ve farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda 2021 yılı Ramazan ayı teması "Şifa Ayı Ramazan" olarak belirlenmiştir.
‘ŞİFA AYI RAMAZAN’
Tüm dünyada ve ülkemizde etkisini devam ettiren salgın hastalık bir taraftan ruhumuzu bunaltırken diğer taraftan da sağlığımızı, hayatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Böyle bir dönemde Ramazan ayı, orucuyla, Kur'an tilavetiyle, teravihiyle, iftarıyla, sahuruyla ve fitresiyle salgın hastalıktan bunalan ruhumuza ve bedenimize şifa olmaktadır. Ramazan, müminler için şifa olan Kur'an-ı Kerim'in indiği aydır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bu ayda bulunmaktadır. Bu ayda, Peygamberimiz (s.a.s.) ve Cebrail (as) karşılıklı Kur'an-ı Kerim okurlardı. Peygamberimizin bu sünneti vesilesi ile günümüzde Ramazan ayı boyunca mukabeleler okunmakta, okunan mukabeleler gönlümüze huzur vermekte, ruhumuza şifa olmaktadır.
‘İNSAN VÜCUDUNDAKİ HÜCRELER YENİLENMEKTEDİR’
Ramazan ayı, oruç ayı olup, oruç manevi olarak arınmamızı sağlamakta, beden sağlığımıza faydaları bulunmakta, insan vücudundaki hücreler yenilenmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: "Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı da oruçtur." (İbn Mâce, Sıyâm, 44.) İslam'ın beş esasından bir tanesi olan zekâtın kelime anlamı içinde temizlenme ve arınma manâları da bulunmaktadır. Oruç tutarken, insan manen olduğu kadar maddî manâda da temizlenmektedir. Ramazan ayında verilen fitre, zekât ve sadaka Müslüman toplumun kardeşlik, dayanışma, paylaşma ve yardımlaşma duygularını artırmaktadır. Bu yönüyle Ramazan ayı, toplumsal hayatımız için de şifadır.
‘HAYATIMIZ İÇİN ŞİFADIR’
COVİD 19 Virüsünün dünyamızı kasıp kavurduğu şu günlerde çoğumuz işlerimize, okullarımıza, mabetlerimize gidemiyor, asli ihtiyaçlarımız haricinde dışarıya çıkmamamız gerektiğini biliyor, bunun özlemini kalplerimizde derinden duyumsuyor ve bazen tahammül sınırlarımızı zorluyoruz. Hele ki Ramazan’ı Şerif’in gelişini her yıl büyük bir sevinç ve çoşku ile karşılayan Müslüman alemi için, bulunduğumuz bu hal boyunlarımızı büküyor. Her yıl Rahmet ayını vesile ederek, “OKU!” emri ilahisi ile karanlıkları aydınlatan, katılaşmış kalpleri yumuşatan, inananlar için hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim’in ilahi mesajını hayatımızda bir kez daha güncelleyip, ahitlerimizi gözden geçirme imkanı bulduğumuzu unutmayalım.
‘YETİMLERİN YÜZLERİNE TEBESSÜM BIRAKMAYI İHMAL ETMEYELİM’
Peygamber (sav)’ın zaman zaman Hira’ya çekilip ibadet, tefekkür ve teslimiyetle Alemlerin yaratıcısına sığındığı gibi, bizler de hanelerimizde Yüce Rabbimizin ilahi mesajını ailelerimizle beraber bir kez daha hatırlayıp, başta Yaratıcımıza verdiğimiz kulluk sözü olmak üzere bütün ahitlerimizi gözden geçirelim. Karşılayacağımız Ramazan ayı itibari ile, karşılığı Rabbimizin katında olan ve koruyucu bir kalkan hükmünde görülen Oruç ibadetini yerine getirirken; içinde bulunduğumuz hassas süreç boyunca sofralarımıza fazladan bir tabak koyamasak da, mahzun ve mazlum kalmış nice hanelerin sofrasını donatıp, yetimlerin yüzlerine tebessüm bırakmayı ihmal etmeyelim. Ey Allah’ım! Sağlığın hastalığa çevrilmesinden, birden bire gelip çatacak azabından ve bütün gazabından sana sığınırız. Bu itibarla rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi Ramazan ayının feyz, bereket ve huzur içinde ihya edilmesini, tüm İslam âlemine hayırlar getirmesini, bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Allah'tan diliyorum.”