“Birçok insanın gözünde psikiyatrist deli doktoru olarak görülmekte. Oysa toplumun önemli bir kısmında ruh sağlığıyla ilgili birçok problem var ve insanlar bu sıkıntıyla beraber hayatlarını sürdürmekte. Günümüzde insanlar duygu ve düşüncelerindeki problemleri irade eksikliği veya maneviyatsızlık olarak görmekte ve bu problemle yaşamaya devam etmektedir. Oysaki duygu ve düşüncenin merkezi olan beyindeki yıpranmalar bu duruma yol açmaktadır. Hatta birçok bedensel belirtinin altında ruhsal sıkıntılarımız yer almaktadır.
‘PSİKİYATRSİT DELİ DOKTORU OLARAK GÖRÜLÜYOR’
Çarpıntı, boğuluyormuş gibi olma, uyuşma, güçsüzlük, baş dönmesi, barsak problemleri, ölüm korkusu ve benzeri birçok belirtiyle insanlar doktor-doktor dolaşmakta, tetkikler yapılmakta ancak sorun çözülememektedir. Hastalar psikiyatriste yönlendirilse bile damgalanma korkusuyla psikiyatriste gitmemektedir. Psikiyatriste gelenlerin bir kısmı da kapıda beklerken tanıdık biri görür endişesi yaşamaktadır. Oysaki hastaneye ne sebeple gelinirse gelinsin tedaviden önce, hastalığın altında yatan ruhsal sıkıntının ortadan kalması gerekmektedir. Buda ancak konuşularak, yardım alınarak çözülür. Kısacası psikiyatri doktoru deli doktoru değildir. Ve en önemlisi bu durum utanılacak bir şey değildir!