Hassas dengeler üzerine kurulu ekolojik yapının gitgide bozulmasına yol açan bu durum; küresel ısınma, kuraklık, çölleşme, biyolojik çeşitliliğin azalması ve bazı canlı türlerinin yok olması gibi ciddi çevre felaketlerinin yaşanmasına sebebiyet vermektedir.
Tek yaşam alanımız olan dünyamızı yaşanır kılmak, gelecek nesillere yaşamlarını en temiz ve sağlıklı bir şekilde sürdürebilmelerine imkan sağlayacak nitelikte bırakabilmek için çevre üzerindeki baskıyı asgariye indirmek ve doğal yapının bozulmasını önleyecek tedbirleri almak devlet ve birey olarak hepimizin ortak görev ve sorumluluğudur.
Bu sorumluluk bilinciyle hareket eden Devletimiz; var olan biyolojik çeşitliliğin korunmasına, doğal kaynakların sürdürülebilir kalkınma yaklaşımıyla yönetilmesine ve tüm vatandaşlarının sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamasına imkan sağlayacak tedbirleri hayata geçirmektedir.
Bu noktada bizler de, kamu kurumları, yerel yönetimler, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, özel sektör, eğitim kurumları, medya ve tüm bireyler olarak, çevre konusu üzerinde hassasiyetle durmalı ve çevrenin korunmasına hep birlikte çaba sarf etmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle; 5 Haziran Dünya Çevre Gününün, çevre konusunda bizleri bir kez daha düşünmeye ve yapabileceklerimizi gözden geçirmeye vesile olmasını ve çevre sorunları konusundaki toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamasını temenni eder, tüm vatandaşlarımıza güzel, temiz bir çevrede, mutlu ve sağlıklı bir ömür dilerim.