“örgütlü sendika” diyerek, binlerce üyemizle meydanları doldurup sorunlarımızı haykırarak dayanışmamızı pekiştirmek isterdik.
Ne yazık ki Covit19 salgını bireysel yaşamı evlerle sınırlandırıp, toplumsal yaşamı durma noktasına getirdiğinden, bu arzumuz mümkün görünmemektedir.
Buna karşın bir milyon yüz bin sağlık çalışanı, salgınla kora kor mücadele edip daha fazla can kurtarmak, şifa dağıtmak amacıyla gecelerini gündüzlerine katmaktadırlar.
Üstelik tüm bunları kendi canları pahasına yapmaktadırlar. Ailelerini, yakınlarını, yuvalarını haftalarca görmedikleri veyahut uzaktan bakıştıkları bile oluyor. Buna karşın binlerce sağlık çalışanına virüs bulaştı ve ne yazık ki aralarında kaybettiklerimiz oldu. Vefat edenlere Allah’tan rahmet dilerken, hasta olanların bir an önce şifa bulmasını temenni ediyoruz. Milletimizin tamamının ittifak ettiği gibi, sağlık çalışanlarımız bu süreçte adeta destan yazıyor. Göstermiş oldukları fedakarlıkların tarifi mümkün değildir.
Bu zorlu süreci, sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarıyla elbette atlatacağız. Milletimizin beklentisinin ve inancının bu yönde olduğunun bilincindeyiz.
Bunun yan ısıra toplumumuzun genelinde sağlık çalışanları lehine oluşan pozitif atmosferin de farkındayız. Temennimiz oluşan bu atmosferde, sağlık çalışanlarının yaşamış oldukları kronik sorunların da bir an önce çözüme kavuşmasıdır. Nitekim süreç içeresinde bunun örneklerini gördük. Sağlık çalışanlarına şiddet gösterenlerin cezalarında artışa gidilmesi, bunun güzel bir örneğidir. Sıra şimdi bu yasanın tam manasıyla uygulanmasına gelmiştir. Şifa dağıtılan sağlık kuruluşlarının şiddetle anılması
kadar kötü bir şey olamaz.
Sağlık çalışanlarının en önemli bir diğer kronik sorunu da döner sermaye adaletsizliğidir. Yapılan son düzenleme sorunu ortadan kaldırmak yerine, ne yazık ki daha da derinleştirmiştir. Bu sorunun sağlık çalışanları üzerindeki olumsuz etkisi, koronavirüsle mücadele
sürecinde de etkisinden, adaletsizliğinden hız kesmedi. Sağlık çalışanları için refah, adalet, hakkaniyet ve huzur dağıtması gereken döner sermaye sistemi, mevcut haliyle tam tersini yapıyor, çalışma barışını bozuyor. Adaletsizlik üzerine kurulu bu sistemden
bir an önce dönülmelidir.
Sağlık sistemindeki sözleşmeli istihdam türü ise çalışma barışını ve huzurunu bozan bir başka önemli sorundur. Bu istihdam türünün ne kadar hakkaniyetsiz olduğu salgınla mücadele sürecinde bir defa daha görüldü. Bu şekilde istihdam edilen sağlık çalışanlarının hiçbiri,
salgınla mücadele ederken, bir an olsun sözleşmesine bakma gereği duymadı, üzerine hangi görev düştüyse, canla başla çalıştı. Aynı durum, hizmetli kadrosunda çalışan arkadaşlarımız için de geçerlidir. Tüm bu arkadaşlarımız, hak ettikleri, kendilerini güvencede
görecekleri kadroya geçirilmelidirler.
Sağlık hizmetleri keyfilik üzerine yürütülecek bir alan olmadığından icap nöbeti ücretleri mutlaka eksiksiz olarak ödenmelidir. Bazı idareciler, ücretlerini ödemeden sağlık çalışanlarına zorla icap nöbeti tutturuyor. Hizmetlerin kesintiye uğramaması noktasında sağlık
çalışanları icap nöbeti tutmaktan kaçınmıyorlar ancak bunun mevzuatta öngörülen karşılığının da idarece esirgenmemesi gerekiyor. Kaldı ki bu nöbetlerin karşılığını bazı sağlık çalışanları alırken, bazıları alamıyor. Bu keyfiliğe son verilmelidir.
Salgınla mücadele ederken hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması ise yaşadığımız zamanın ve yürütülen mücadelenin ruhuna uygun bir adım olacaktır. Çünkü sağlık çalışanları, görünmeyen düşmana karşı verilen amansız mücadelenin en ön saftaki yeri
doldurulamaz neferleridir. Bu mücadele üzerinden yüzyıllar geçse de unutulmayacak bir mücadeledir. Hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması, bu mücadelenin yaşanılan zamanın ötesine taşan anlamları olduğunu her daim hatırlatacaktır.
Milletimizin ve ülkemizin güvencesi vefakar sağlık çalışanlarının sorun ve beklentileri elbette bunlarla sınırlı değildir. Öncelik ve önem arzeden saymış olduğumuz hususların karşılanıp çözüme kavuşturulması, sağlık çalışanlarımızın yüzünü güldürürken, üzerlerindeki yükün hafiflemesine yol açacaktır.
Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarımızın yüzü ne kadar çok gülerse, üzerlerindeki yük ne kadar hafiflerse, ülkemizin ve milletimizin yüzünün çok daha fazla güleceği inancındayız.
Bu vesileyle, çalışan, üreten, alın teri akıtan herkesin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin daim olmasını diliyoruz.