Bazan neyi nasıl yazacağımızı bilmez olduk. Eleştirsek acaba nasıl bir tepki ile karşılaşırız kaygısı içerisine giriyoruz.
Eleştiriye tahammül kalmadı.
En basitinden bir sosyal medya paylaşımı için bile soruşturma açılıyor. Başka tarafta 10 binler bir ağızdan ırkçı slogan antıyor kimse soruşturma açılması talimatı vermiyor. İfade özgürlüğü kişiye göre var. Hak hukuk , gelir dağılımı her kes için eşit ve adil olmalı ama bazı yetkililerin biden fazla yerden maaş alınca kimse ‘bu para kimin?’ Diye sormuyor. Ama diğer yandan bir depremzede aile KHK lı oldukları İçin devlet yurduna alınmıyor, Yine bir bayan KHK lı akademisyen üç çocuğunu Annesiz bırakarak, intihar etti.
İnsanlar gözyaşı dökerken, yürekler kan ağlarken Bursa’da katillerin pankartları asılıyor, beyaz toros araba resimleri ile bölge insanına gözdağı verilmeye çalışılıyor. Üstüne üstlük çıkıp; “Amed yok, Bursaspor taraftarının dik duruşundan ötürü tebrik ederim” deniliyor. Zamanında Tansu Çillerde Mecliste benzer şeyler söyleyip, katilleri şerefli ilan etmişti! Peki Çiller şimdilerde nerede? Bu tür insanlar tarih sayfalarına gömülmeye mahkumdurlar.
Dün birilerini yukarıya taşıyan halk bir gün gelir indirmesinide gayet iyi bilir. Son yerel seçimlerde 6 Büyükşehir Bekediyesini kaybedenler neden ve niçinleri sorgulamadıkları için bu hale geldiler. Halk hiç bir zanan 14 Mayıs seçimlerini bu denli sabırsızlıkla beklememiştir. Demek ki birilerine sandıkta yanıt vermeyide bilen feraset sahibi bir halk var ve bu halkın varlığı karşısında hiç bir güç tutunamayacak
Bir tarafta İnsanlar marketlerde etiketlere bakıp, eli boş çıkarken sen kalk onbinlerce insana birden çok maaş ve huzur hakkı adı altında aylık ücretler ver olacak iş değil. Hatta eski bir siyasetçi Turkcell yönetiminde olduğu İçin huzur hakkı olarak aylık 20 bin Dolar maaş alıyor! Maaşı, başka yerdeki görevleri ile birlikte 500 bin TL aylık ücret almak sizce bir ganimetin ürünü değilim? Kimisi bir kilo peynir 150 TL olduğu için sofrasına peynir koyamayacak öte yandan binlerce kişi avantadan para alacak! İşin en enterasan olanı ise yıllardır bunun dile getirilmesine rağmen tek bir geri adım dahi atılmaması, peki sizler ali kıran baş kesen misiniz, nesiniz? Bu halkın gücünü görmemek sizce büyük bir handikap değil mi?
Daha ne diyelim kardeşim? Parti kapatmalar, hazine yardımı kesmeler gibi Demokles’in kılıcını göstermeler, Cezaevlerini siyasi mahkumlar ile gazetecilerle doldurmak, AHİM kararlarını tanımamak, Anayasa kararlarını uygulanmamak, adaleti tek taraflı sağlamak ekonomiyi emin ellere teslim etmemek doğru adımlar değildidir.Umarım yapılan tüm haksızlıklar ve yanlışlar birileri tarafından görülür de ülkemiz daha yaşanır bir hale gelir.
Artık bu ülkede her düşüncesini özgürce ifade etmeli.
Basın olarak Gördüğüm yanlışları dile getirdim.
Düşüncelerimizi bu günde yarında özgürce haykırmak istiyoruz…
Çoklu maaş alan insanları görmek istemiyoruz…
Ezilen bir kitle, toplum veya kişi kalsınistemiyoruz.
İnsanların terörize ederek ayrıştırılmasını istemiyoruz…
Beyin göçünün son bulmasını istiyoruz…
Özgür olmayı, demokrasi ve insan onurunun üstün tutulduğu, yolsuzluklardan, haksızlıklardan hukuk önünde hesap sorulan, aydınlık yarınları olan, çocuklarımızın geleceği olan, insanların mutlu olduğu, halkların kardeşliğinin yüce tutulduğu güçlü bir Türkiye istiyoruz.
Siyasetçisi seçmeni buna hazır olmalıdır.
Halk bunu istiyor çünkü.