Doğumla dünyaya gelen insan, ölümle baki aleme sonsuzluk dünyasına gidiyor Ölüm olayını hiç kimse durduramıyor. Bilim adamları, tip uzmanları, zenginler ve her türlü imkana sahip kimseler bu ayrılığı durduramıyor. Dünya kurulalı bu ilahi sistemi böyledir. Ölüm ene acı olayın önüne kimse geçmiyor. Ölüme çare bulunmamıştır.Ölmemeye çare mi var diyerek ölüm için serzenişte bulunmuşlardır…
Son zamanlarda sevdiklerimizi bir bir kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Evet ölüm haktır. Ama acıdır. ‘’Lezzetlerin tadını kaçıran ölümü çok anınız, hatırlayınız.’’ buyuruyor son peygamberimiz.Bir veba hastalığı gibi toplumu kasıp kavuran korona virüsü ile çok değerli sevdiklerimizi, dost ve arkadaşlarımızı kaybettik. Ne yaman bir hastalıkmış bu. Çaresi bulunmaz bir hastalık mış meğer. Kader tecelli edince önüne kimse geçemiyor. Özellikle orta yaşlı insanlar kronik hastalığı olan insanımız ne yazık ki bu ileten kurtulamadı. He gün yüzlerce insanımızı kaybediyoruz.
Ölüm olayı, bu dünyadan bir terhistir. Vazifeyi bitiren ömrünü tamamlayan celi gelince gayri -ihtiyarı gözleri bu fani dünyadan kapanıyor ebedi yurduna ruhu ve cesedi ile gidiyor. Giden mükafatını almaya gidiyor.
Vazifesi tamamlayan iyiliğin karşılığı olan mükafatını almaya gidiyor. Bu dünyadan bir tebdil-i mekan yapıyor. Milyar yıldır ilahi kanun bu. Gelen gidiyor. Hani diyor ya biri.’’ Burası Muştur, havası hoştur,giden gelmiyor acep ne iştir..’’ diyerek serzenişte bulunuyor. Gidenden ne bir haber,ne bir telefon ne bir telgraf alamıyoruz. Bir ışığın yanıp sönmüş gibi ceset cansızlaşıyor ve hareketsiz kalıyor. Vücudu hareketlendiren ruhtur. Ruh cesetten ayrılınca dolayısıyla vücut cansız kalıyor. Cansız bedeni musalla taşında
Ey insan ! düşün ve aklını başına la, ölüm olayı herkes için mukadderdir. Takdir edilmiştir. Sen yaratılmış bir varlıksın. Kibirlenme en insan oğlu seni bir gün sırt üstü yatıran var. Sen bir gün yalnız başına kabir çukuruna gireceksin. Hesap vereceksin. Dünyalara sığmadığın kibrinle, boyca dağlara yetişemediğin benliğin şu anda sende hiçbir şey kalmadı. Cansız , hareketsiz oldun bir sivri sineği üstünden kaldırmaya takatin kalmadı. Gücün kalmadı. Dost ve sevdiklerin hicranla gözyaşı döküyorlar sana . kimse yardımcı da olamıyor. bugünün hesabını yap. İmanla, ibadetle hayatını ve ömür sermayesini süsle.seni kurtaracak hayırlı amelin ve kalıcı eserlerindir.
Mezar taşların sessizliği, kabirde yatanların göğsünde biten otlar,çiçekler soğuk mezar taşların sessizliği ölüm sessizliğe bürünmeleri bu mezarlar bize çok şeyi anlatıyor .Mezar taşlarında yazılı olan doğum ve ölüm tarihleri bizlere uyarı niteliğini taşıyor. bizlere birer ikazdır. Uyarıdır. Ölüm olayı herkes için takdir edilmiş bir vakadır. Kaçış yok. O halde bu yolculuğa hazırlanmak lazım. İman, takva , iyiliklerle, Allah’ın razı olacağı amellerle donanımlı olmak durumundayız.
Abdurrahman Akbulut Tüm Yazıları