Engellilerin toplumdaki varlıklarını kabul etmek ve bunların hayatlarını kolay şekilde devam ettirebilmelerini sağlamak hükümetlerin ve yerel yönetimlerin görevleridir.
Belki engellilerin bir kısmı eğitilerek mevcut ortama uyum gözetmeleri sağlanabilir. Devletin özürlülük konusunu eğitsel örgütsel yönleriyle bir bütün olarak ele alması insan haklarının bir gereğidir.
Ancak yıllarca unutulan engellilerin esas haklarına kavuşması oldukça zaman alacak gibi.Şöyle bir baktığımızda rehabilitasyon merkezlerinin varlığından haberde olmayan engelli ailelerini görmek mümkün. Ülkemizde bu ailelerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların önleminin artması gerektiğini vurgulamakta yarar görüyorum.
Çünkü tarihe baktığımızda birçok engelli bireylerin çevre desteğiyle neler başardığını görmek mümkün. BEETHOVEN in 9.senfoniyi sağırlık döneminde bestelediğini ELİ BOOTHOVEN in, En ünlü akrobasi gösterilerini olmayan bacaklarıyla yaptığını ERİK WEİHENMAYERİN, Everest’e görmeyen gözleriyle tırmandığını, DUSTİN CARTER in güreş şampiyonasını bacaksız, Ve kolsuz kazandığını unutmamak gerekir ayrıca dünyaya kendini hayran bırakan İrlandalı yazar CRİSTY BROWN un beyin felçli olarak doğduğunu ve ailesinin desteğiyle kendini geliştirip ayağıyla resimler yaptığını ve yazılar yazdığını biliyoruz.
Neden çevremizdeki engellilerde toplum desteğiyle birer BEETHOVEN, CRİSTY BROWN, ELİ BOOTHOVEN olmasın. Kısaca unutmamak gerekir ki engellilik bir seçim değildir herkesin bir gün başına bir kazayla gelebilir.
Bu sebepten ötürü insan olarak engelli bireylerin hassasiyetlerine kulak vermeli saygıda kusur etmeden yardımlarına koşmalı ve onlara haklarının verilmesi konusunda desteklemeliyiz.
“ENGELLİ İNSANLARA SAYGI, İNSANLIĞA SAYGIDIR” anlayışının insanımıza benimsetilmesiyle, engellilerimizin daha engelsiz bir dünyada yaşamaları için var gücümüzle gereğini yapmamız gerekir