Bir mucizeler zinciri, seyrengahıdır. Eşsiz bir koreografidir nimetlerin ... Duyuların itminana erdiği,ferahlığın, rahmeti aşkın yağdığı,tohumların emir alıp yücelerden silah altına
alındığı,bölük bölük bir araya geldiği,muazzam doğa ordularının buluştuğu,güç birliği yaptığı,manzaraların boy gösterdiği, barışın ve birliğin muazzam gücü için bize seslendiği, örnek,model olduğu, canlıların cıvıl cıvıl olduğu,mükemmel bir nizam,intizamla,matematikle,fizik,kimya ve biyolojiyle sahne aldıkları bir cennet platformudur adeta nevroz ...
Sessizce lakin lisanı halleriyle en büyük bir cemaati Muhammed'iyi oluşturarak Allah'ı zikrettiği,tespih ettiği numuneyi cennettir nevroz . Tefekkürdür duyularını, kendilerini tanıyanlar için, eşsiz ve kutlu bir hayatı algılamak için bir fırsatlar,imkanlar inciridir.Numuneyi cennet ile bir davettir ebedi yurtlar için, sonsuzluk alemine geçişimizi sağlayacak en kutlu vizedir... Ne mutlu ona ki bu gözle temaşa etsin nevrozun hediyelerini!
Orta Asya'dan,Ortadoğu'dan, Balkanlardaki uluslara kadar çok geniş bir bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevroz, her ulusun kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla karşılandığı bir gündür...Başka anlamların bugünün ruhuna zarar verdirilmemesi gerekir...
Nevroz,model bir diriliştir,bize çeşitli mesajlar verir. Renklerin birlikte bir sanat eserini oluşturduğu küresel anlamda bir büyük sergi,fuar,trilyon kez Gines rekorunu kıracak
müzikal bir orkestra,içinde ne açık ve gizli sırlar barındıran bir iklim hükmündedir! Sahibini gösteren harika renkli aynalardır, nevroz,bir vuslattır varlıklar için,Nakkaşın,nakşını harikulade bir sanatla nakşettiği demde bir zemindir,ihya ve inşanın mucizeli döngüsüdür,cennetimsi renklerin,güzelliklerin en kıymetli varlık olan insana hediye edildiği zaman dilimleridir.Doğanın adeta dile geldiği,lisanı halleriyle O'NA ayna oldukları,herkesin ve varlığın memnun olduğu Ekber bir baharın çekirdeğidir, müjdecisidir.Tüm varlıklar arasında sevginin, kucaklaşmanın, güzelliklerin birlikte olmakla mümkün olabileceğinin adıdır nevroz. Silkinmedir birtakım duygulardan, ruhun bayramıdır,renklerin,sanat harikalarının vuslatıdır,şahikadır,yerdeki kehkeşanlardır, haşrin provasıdır, tekraren dirilme,sahne almadır nimetlerin Rahman ve Rahim'in...Sevinçtir,bayramdır en rütbeli olan insanın...O günlere
kadar birikmiş ne kadar kin,kavga,küskünlük,düşmanlık vs. varsa da bu güzellikler hürmetine,bunları vesile kılarak, hepsine kırmızı ışık yakarak,göstererek DUR! deme vakti saatidir...
Doğadaki sevgi ve sulh modeline öykünmemiz(benzememiz) gerekir ki içimizdeki kışlar da bahara merhaba desin...
Önemli olan Nevroz’un kökeninden daha çok, bir tabiat, bir doğa bayramı olarak kin ve nefret sebebi değil, insanların birbirlerine düşmanlık kaynağı değil, bütün canlı
yaratılmışlarda dirilişin başladığı, doğanın uyanmaya başladığı bir gün olarak algılanmasıdır. Bu vesileyle Nevroz sevinç, Nevruz mutluluk ve huzur olmalıdır. Nevroz bütün sıcak duyguların toplamıdır, Nevroz kana düşen sıcaklıktır...Kiri,pası,nefsi duyguları,kötülükleri sürgün etmektir yürekten,sineden... İkinci bir baharı, ruhumuzda,yüreğimizde, duygularımızda inşa ve ihya etmektir. Ne mutlu ona ki bu bayramı,huzura,barışa,sevgiye vesile kılsın! İmara,bahara zarar vermeden,onu nazik ve nazenin bir eda ile ağırlamak, kapalı yürek kapılarını kardeşliğe,birliğe,istikbale, sevgiye açmak barışın ve huzurun protokolüne selam durmak nesli atinin ahlakı âliyelerinin kriterleri olmalıdır...
Nevroz; sevgidir, hoşgörüdür, muhabbettir, umuttur, dayanışmadır, fikren ve bedenen yenilenmedir. Onun içindir ki bu en eski bayram bir ayrışma unsuru değil, bizi birbirimize bağlayan bir manevî rabıta olmalıdır; birbirimizi doğru anlamak için bir vesile
sayılmalıdır. Farklılıklarımızdan daha çok benzerliklerimizin ve ortak değerlerimizin olduğu bilincini bizlere aşılamalıdır. Bu müstesna gün, doğadaki varlıkları uyandırdığı gibi, kardeşlik duygularımızı da uyandırmalıdır. Bizi birbirimize düşürmek isteyen şer odaklarına inen
bir tokat hükmünde olmalıdır. İhtilafa değil, ittifaka zemin hazırlamalıdır. Gönüllere kardeşlik tohumu ekmelidir ki meyveye dursun nevroz...
Abdulhakim KANGÜL
Abdulhakim KANGÜL Tüm Yazıları